Dünyada, yaşama dair sebepler ararken kendimizi her gün binlerce rollere bürünürken buluruz. Kendimiz için yarattığımız binlerce lüzumsuz kuklaların altında ezilmemek için güvenli bölgeler oluşturup dururuz. Peki, neden ruhsuz ve mutsuz yetişiyoruz? Hayatımız çalar saat ile başlayıp kravat takıp sevmediğimiz bir işe maaş alabilmek için topluma hizmet etmeye çalışmak, ömrümüzü sadece ev, araba veya unvan... sahibi olmak için çaba harcıyoruz. Esiri olmuş bu hayat için neden çizginin dışına çıkıp varlığımızı yok etmekten kurtaramıyoruz?
Bazen hiç anlamıyorum. Biz gerçekten yaşamak istiyor muyuz? Yoksa sistem tarafından yaşatılmak mı istiyoruz?