Jacques Reverdi, türlü başarılara imza atmış başarılı bir dalgıçtır. Aynı zamanda, Malezya’da bir bambu kulübede bir kadını vahşide öldürdükten sonra yerliler tarafından suç üstü yakalandığı için bir Malezya hapishanesinde idam mahkumudur. Marc Dupeyrat, Fransa’da, en yakın arkadaşının ve nişanlısının ölümüne tanık olmuş, iş konusunda kendini bulamayıp soluğu gazetecilikle bulmuş bir cinayet haberi yazarı. Hatica, çocukluğunu eroin bağımlısı ailesine kriz geçirmemeleri için şırıngayla eroin enjekte etmek zorunda kalan, onları bir süre sonra yangında kaybetmiş -yangının ayrıntıları dehşet vericiydi bu arada- Cezayirli, Paris’te yaşayan bir genç kadın. Hatica, hayatını kazanmak için manken olmaya karar verir. Peki, Hatica neden bu olaya dahil oluyor? Marc, katillerin, onları cinayete iten ruh hallerini, travmalarını, nedenlerini kafaya takmış bir gazete yazarı olarak, her yerde çalkalanan Reverdi olayının iç yüzünü aydınlatmaya karar verir. Bir şekilde Reverdi ile iletişime geçmeliydi, ama nasıl? Peki iletişime geçtikten sonra hayatı nasıl olacaktı? Reverdi’nin kanına nasıl girebilirdi? Ve bunların sonucu ne olacak? Bunları okuyoruz. Kitabı beğenerek okudum. Uzun zamandır böyle sert bir polisiye okumuyordum. İçinde rahatsız edici fantezilerle cinsellik, kan oyunları, cinayet tasvirleri bolca mevcut. Sonu tahmin edilebilirdi benim için maalesef. Bekliyordum böyle bir sonu. Yazar, bu konuda çok açık pencere bırakmış. İncelemeleri okuduğumda çoğu kişiye sürpriz son olan bu kitap, bana sürpriz son olmamasına rağmen kendini sevdirdi. Olayları Reverdi, Marc ve Hatica’nın gözünden ayrı ayrı okumak da ayrı akıcılık sağlamıştı kitaba. Yazarın okuduğum son kitabı kesinlikle olmayacak.

Siyah KanJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 201512,2bin okunma

·

2.003 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nur