Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Her ülkede, her dönem böyle vahşi insanlar vardı...
''Matryona her şeyi kaldırıp odaya gitti. Stepan fırının üstüne yatıı ama uyuyamadı, kurumaları için ocağın kenarında olan budakları tıkırdatıp durdu. Tüccarın kemerle sıkılı çok yıkanmış soluk basma gömleğinin altından fırlayan şişman gövdesi aklından çıkmıyordu. Aklına hep o gövdeyi bıçakla yarıp içinden yağ kesesini çıkarmak geliyordu. Karıya da aynısını yapmak. Önce ''Boşver, yarın sabah gidiyorum,'' diye düşünüyor, sonra İvan Mironov'u hatırlıyor ve yine aklına tüccarın şişman gövdesi ve Matryona'nın beyaz tenli, yağlı terli boğazı geliyordu. Öldüreceksem, ikisini de öldürmeliyim. Horoz ikinci defa öttü. Şu an yapmalı yoksa hava aydınlanacak. Bıçağı ve baltayı akşamdan gözüne kestirmişti. Fırının üstünden indi, balta ve bıçağı alıp mutfaktan çıktı. O çıkarken mandal tık etti. Tüccar içeri girdi. İstediği gibi olmadı, bıçağı kullanmadı balta ile direkt tüccarın kafasını yardı. Tüccar kapıya kaydı ve yere düştü. Stepan odaya girdi ve Matryona yerinden sıçradı,üstünde tek gömlek yatağın kenarında duruyordu, Stepan aynı balta ile onu da öldürdü. Sonra bir mum yaktı, masanın çekmecesinden parayı aldı ve gitti.''
Sayfa 39 - ParisKitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.