Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

688 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Diriliş
Diriliş
Diriliş
Kitabı tarihimizin trajik bir dönemini anlatıyor.
Turgut Özakman
Turgut Özakman
hocanın kalemi daima akıcı olmuştur. Ben bu kitabın incelemesine inanın ki, onlarca sayfa yazabilirim, çünkü 1310 doğumlu (Rumi) tarihi bizzat daha ilkokul yıllarında istiklal savaşı gazisi dedemden dinlemiş bir insanım. Burada inceleme yerine kitabın bitişinde ki, son söz ile incelemeyi bitirelim.
Turgut Özakman
Turgut Özakman
Hocanın
Şu Çılgın Türkler
Şu Çılgın Türkler
kitabınıda okumuştum üçlemeye dair olan
Cumhuriyet - Türk Mucizesi Birinci Kitap
Cumhuriyet - Türk Mucizesi Birinci Kitap
ile
Cumhuriyet - Türk Mucizesi İkinci Kitap
Cumhuriyet - Türk Mucizesi İkinci Kitap
kitabınıda okumalı her türk genci diye düşünüyorum. S o n s ö z İngiliz-Fransız donanmasını yenip geri döndüren Kilitbahir ve Çanakkale'deki tabyalarımızı gezerseniz, buralardaki toplardan ancak bir-ikisinden kalma birkaç parça görürsünüz. Peki o tabyaları dolduran o büyük, gazi 137 top nerede? Buralardaki uzun, kalın namlulu, büyük gövdeli, asansörlü, raylı dev makineler ne oldular? Acaba buraları işgal eden ingiliz ve Fransızlar, bizim için tarihi değeri çok yüksek olan bu topları götürmüş olabilirler mi? Hayır, birkaçının namlusunu dinamit doldurup patlattılar. Öteki topların kamalarını çıkarıp denize attılar, böylece topları kullanılmaz hale getirmekle yetindiler. Götürmediler. İşgalciler Milli Mücadele sonunda yenilerek çekip gittikleri zaman bütün toplar yerindeydi. Toplar sadece kamasız, kullanılamaz durumdaydı. Ama zafer topları olarak bütün heybetleri ile yerlerinde duruyorlardı. Varlıkları ile büyük zaferi anımsatıyor, yaşatıyorlardı. Direncimizi, kararlılığımızı, dirilişimizi, uyanışımızı, kendimize gelişimizi, toprağı nasıl vatan yaptığımızı temsil ediyorlardı. Peki kim yok etti bunları? Biz! Evet biz yok ettik. 1954 yılında Maliye Bakanlığı bu gazi topları, yani tarihimizi, hurda demir fiyatına bir hurdacıya sattı. Hurdacı da bütün topları kesti, biçti, söktü, parçaladı ve götürdü. Nusrat mayın gemisini de sattık. Peki, Yavuz? Peki, Hamidiye? Peki, Muavenet? Peki, Bandırma? Bunları da sattık. Sökülüp parçalandılar. Peki, Savarona? Bunu da kiraladık. Birini bile müze-gemi yapmayı, korumayı düşünmedik. Bu bilinçsizlik, nankörlük, ruhsuzluk, bu yakın geçmişimizi yağmaya verme, önemsizleştirme bu kadarla kaldı mı? Hayır. Gittikçe artıyor, genişliyor, büyüyor, hızlanıyor. Bu durumu sanki bizimle ilgisi olmayan bir televizyon dizisi gibi seyretmekteyiz. Biz diri, canlı, hayat dolu, duyarlı, dikkatli, bilinçli, bağımsızlığa âşık, gururuna düşkün bir millettik. Ne oldu bize? Yoksa son yüzyıl içinde Çanakkale dirilişini, Milli Mücadeleyi, o kutsal çılgınlığı, zaferi, ilkellikten ve bağnazlıktan kurtuluşu , uyanışı , aydınlanmayı, çağdaşlaşmayı , kadın özgürlüğünü, cumhuriyeti, dünyanın Türk mucizesi diye andığı bu büyük macerayı yaşayan biz değil miydik? Yoksa bunlar milletçe birlikte gördüğümüz bir rüya mıydı? Şehitler, gaziler, kahramanlar, o öldürücü acılar, o emsalsiz sevinçler, inanılmaz başarılar hayal miydi? Hayır! Hepsi gerçek. Ama içerden, dışardan söylenen ninnilerle, süslü kutular ve göz alıcı şişeler içinde sunulan uyku ilaçlarıyla bizi yeniden uyutmaya çalışıyorlar Tarih son kez uyarıyor: Uyuma ey Türk! Dirliğin, birliğin, dilin, benliğin, tarihin, yurdun, adın bir kez daha giderse, bir daha hiçbiri geri dönmez. Sayfa 559 - 560
Diriliş
DirilişTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20145,2bin okunma
·
380 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.