Gönderi

Tutsaklığımızın başından beri, sefalet içerisinde, çeşitli hakaretlere ve ancak bir serseriye yapılabilecek kötü muamelelere maruz kalarak geçirdiğimiz tren seyahatini, daha ne gibi feci olaylarla karşılaşabileceğimizi düşünerek üzüntü ve kederin en sert darbelerine uğramakta idim. Esir olduğum o meşum günün dimağımda, düşüncelerimde, varlığımda yarattığı buhranlar, zamanla arasıra sükûnet bulup da, muhakeme kudretim yerine geldikçe "Esir olarak Moskofların ellerinde yaşamaktan ise her türlü tehlike ve zorluklara katlanarak firar etmeyi ve bu uğurda başarılı olmazsam ölmeyi tercih ederim. Varsın bir Türk genarali de bu yolda ölsün. Bu ölüm ülkem ve ordum için bir şeref olur. Hiç olmazsa böylece tutsaklığın azaplarından kurtulmuş olurum. Aynı zamanda esirken de Moskoflara bir darbe indirmiş ve intikamımı almış bulunurum" fikir ve düşüncesiyle avunmaya ve amacımın gerçeklemesi için çareler aramaya başladım.
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.