Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

64 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
İstanbul'da Bir Yabancı Dolanır Durur Mecmua Yapraklarında
"İstanbul'da Bir Yabancı" romanı 1690 yılında Büyük Gazete adlı mecmuada 12 tefrika şeklinde yayımlanır. Roman, Halide Edib'in son yıllarında kaleme aldığı diğer romanları Kerim Usta'nın Oğlu (1958), Sevda Sokağı Komedyası (1959), Çaresaz (1961) ve Hayat Parçaları (1963) gibi kısa, dağınık, kurgu ve teknik açıdan zayıftır. Ele alınan konudan karakterlere, olay örgüsünden arka plandaki fikre kadar derinlikten yoksundur. Roman dört bölümden oluşur. Yeni Bir Eser Peşinde başlıklı birinci bölümde eskiden "Kibarzâdeler" olarak tanınan, içlerinden ünlü âlimler, devlet adamları çıkaran köklü bir İstanbul ailesine mensup Sadullah Enderunlu'nun aile kütüphanesinde Âşık Enderunî adlı bir kitap bulması ve bunu yazan aile ferdine yakınlığından dolayı kendine "Enderunlu" soyadını alması anlatılır. Sadullah, İstanbul'un insanları kendine benzeten, bir insan kokteyline benzeyen yapısına da bu bölümde değinir. Fakat İstanbul'a yöneltilen bu fikirlerin bir derinliği yoktur. Romanın Süheyla'nın Portresi başlıklı ikinci ve üçüncü bölümünde Sadullah'ın konağının önünden geçen yeni nesil iki gencin Sadullah hakkındaki görüşlerine yer verilir. Bu gençlerden biri, Sencer Koyuoğlu sürrealist bir ressamdır ve Sadullah'ın eski İstanbullu görüntüsü onun ilgisini çeker. Arkadaşı Hamdi Durgun'un kız kardeşi Süheyla'nın portresini yapmaya merak salan Sencer, Süheyla'nın yüzünü bir kayısı şeklinde çizmeyi kurar. Aralarında Sadullah hakkında bir sohbet döndürerek otobüse doğru yürürler. Romanın Sadullah Enderunlu'nun Hayatı başlıklı dördüncü bölümünde Sadullah'ın ailesinden doğumuna, doğumundan eğitimine, okumasına, evliliğine, ailesine ve ölümüne kadar geçen süreç kronolojik olarak anlatılır. Sadullah'ın babası Ali Sait Paşa, annesi Afife Hanım'dır. Ali Sait Paşa, İngiltere'yi bilen, İngilizlerin görgüsünü beğenen bir devlet adamıdır. Konağı da bu görgü doğrultusunda döşelidir. Hatta Sadullah doğduktan sonra onun için bir İngiliz dadı getirir. Oğluna iyi bir eğitim aldırır. Sadullah henüz Mülkiye'yi bitirmeden Ali Sait Paşa onu evlendirmek için kız arama girişimlerine başlar ve akrabalarından Macide'de karar kılınır. Macide ve Sadullah arasında beş yaş kadar vardır. Çocukluklarından beri iyi anlaşan, iyi zaman geçiren bu ikili, karı koca ilişkisinden çok arkadaş olarak birbirlerine yaklaşırlar. Bir yıl sonra Sadullah hukuk tahsili için Londra'ya gidecektir. Bu sırada Macide'den bir oğlu olur. Çocuğun adını Cinani koyarlar. Sadullah'ın Londra günleri kütüphanede araştırmasıyla meşgul olarak geçer. Araştırmasına çok az bir süre kala Macide'nin gece olduğu haberi gelir. Bir süre sonra Sadullah Paris'teyken babası Ali Sait Paşa, ona bir mektup gönderir. Mektupta bir kızının olduğu, adını Canan koydukları, ancak karısı Macide'nin hasta olduğu yazılıdır. Sadullah bu satırları okurken karşısında oturan Merzuka adlı Arnavut kızından etkilenir. Merzuka da kendisi gibi kütüphaneden ayrılmayan birisidir. Babasıyla Paris'e tatile gelmiştir. Sadullah, arkadaşı İsfendiyar aracılığıyla Merzuka'nın Londra'da yaşadığını ve evini öğrenir. Londra'ya gidip etrafı tetkik ederken karşısında Merzuka'yı bulur. Merzuka o anda Sadullah'ın dudaklarına yapışır. Sadullah, İstanbul'a dönmesi gerektiğini, karısının hasta olduğunu söylese de kendisini Merzuka'nın evine gidip dost meclisinde zaman geçirmekten alıkoyamaz. Nihayet İstanbul'a geldikten çok kısa bir süre sonra karısı Macide ölür. İttihat ve Terakki, Sadullah'ı Londra'ya bir görevle gönderecektir. Sadullah Londra'ya gittiğinde Merzuka'nın bir talibi olduğunu öğrenip karısının yasını tutmadan Merzuka ile evlenir. İttihatçıların Londra görevine kendi adamlarını atamaları sonucunda İstanbul'a dönerler. Sadullah ile Merzuka'nın İstanbul'daki hayatları da eğlence içerisinde geçer. Merzuka babadan zengindir hatta bir arabası vardır. Tüm gününü alışverişle, araba gezisiyle geçirir. Sadullah'ın aşkına, yakınlığına soğuk karşılıklar verir. Bunula birlikte Cinani ve Canan'ın eğitimine özel ilgi gösterir. Mükellef sofralar hazırlar. Bu sofralarda içkili eğlenceler eksik olmaz. Bu eğlencelere gelenlerden birisi de Server Süruri'dir. Süruri başlarda Merzuka'ya yakınlık gösterir. Bu yakınlık bir dedikoduya da dönüşür. Fakat Sadullah bunları umursamaz. Sonrasında Merzuka, Süruri'yi Canan ile evlendirme hazırlıklarına girişir. Süruri, Canan ve Merzuka'nın yakınlıkları, dostlarının bir bir Avrupa ülkelerinde görevlendirilmeleri Sadullah'ı yalnızlaştırır. O artık İstanbul'da bir yabancıdır. Ne karısının eğlencelerine ne kızının genç nesil arkadaşlarına ayak uyduramaz. Zaten onlar da Sadullah'ı aralarında istemezler. Yine böyle bir yalnızlık ve uyku halinde Sadullah baş ucunda hizmetçilerden Halime Kadın'ı görür ve onunla bir sohbete tutuşur. Birisiyle konuşmak isteğindedir. Sadullah'ın Halime Kadın'la konuşmasında İstanbullu ve Anadolu'lu kadınların dayak karşısındaki tutumları sohbet konusu olur. Ancak bunun üzerinde de durulmaz. Sonunda Sadullah yalnız başına ölür. Bir süre sonra Süruri ile Canan evlenirse de saadeti bulamazlar. Canan'ın soğuk tavırlarına Süruri dayanamaz ve boşanmak ister. Bu isteği Canan öyle doğal karşılar ki anlamak zordur. Romanın sonunda Server Süruri ile Merzuka'nın kendilerine bir ev tutarak nikahsız yaşamaya başladıklarına şahit olunur. Romanda İstanbul'un değişen çehresi, nesiller arasındaki farklılıklar, farklı yaşamlardan kaynaklanan çatışmalar, kadının değişimi gibi Halide Edib'in diğer romanlarında da işlenen konuların izlerine rastlamak mümkündür. Fakat bunların hiçbirisi derinlikli işlenmemiş, birkaç cümleyle adeta araya sıkıştırılmıştır. Karakterler de hareketten yoksundur. Onlar zamanın ortasında eli kolu bağlı asılı kalmış gibidirler. En canlı karakter Merzuka'dır. Hatta Sadullah öldüğünde bile onun serüveni devam eder. Roman, edebi açıdan pek başarılı sayılmasa da hatta roman sayılıp sayılmayacağı tartışmaya açık olsa da Halide Edib gibi bir yazarın yazı serüveninin son zamanlarını göstermesi açısından önemlidir.
İstanbul'da Bir Yabancı
İstanbul'da Bir YabancıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202294 okunma
·
125 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.