İdare ettiğimiz ya da üzerinde geçinip gittiğimiz her zamanki temkinli bilgeliğin üzerine, tehlikeli, ama canlandırıcı, daha özgür bir coşkunluğu ve
ölümcülce saf bir mutlağı olan bilgeliği koymak söz konusudur daima.
"Altın Köşk Tapınağı'nın mutlağı içinde sarmalanmış, tek başımaydım. Ben mi onun sahibiydim, yoksa o mu benim sahibimdi? Benim Altın Köşk Tapınağı olmam kadar Altın Köşk Tapınağı'nın da ben olduğu nadir dengede bir ana varmayacak mıydık daha ziyade?"