Eserde 11 öykü yer alıyor. Her birini okurken yazarın deneyimli, geçmişten gelen, bugünü anlatan, yaşayan ve yaşatılanlara şahit olan birisi olduğunu hissediyorsunuz. Daha sonra da yazarın ilk kitabını 71 yaşında çıkardığını öğrenince düşünceleriniz doğrulanıyor.
Öykülerde farklı hayatlar olsa da karakterlerin ruh hâlleri, çöküşleri, sıkışmışlıkları, mutsuzlukları, kaçışları, yadırganmaları, suskunlukları, düşünceleri, bekleyişleri, aşkları, işsizlikleri, savrulan hayatlarında tutunma çabaları aynı. Bir de hiçbirimizin hayatından eksik olmayan “umut”ları var. Yağmur yağınca arınacak hayatlar gibi…
”Şu Yağmur Bir Yağsa” benim için kolay okunan bir eser olmadı. Bazı sayfaları tekrar tekrar okudum. Kimi öykülerin içinde başka öykülerde kayboldum, kimi öykülerden kopuyorum dediğim yerde tekrar öyküye bağlandım. Bunların yanında edebî bir doyum yaşadım mı? Evet. Üslup ve anlatım yönünden yoğun bir eser.
Bazı eserlerin kesinlikle okunma mevsimi var. “Şu Yağmur Bir Yağsa” da o eserlerden biri. Kesinlikle sonbahar ve kış aylarında okunması gerekiyor. Aynı zamanda otobüste ya da yoğun anlarınızda değil, sakin ve dingin anlarınızda okunmalı.
Öykülerdeki siyasi geçmiş de dikkati çeken diğer bir konu.
71 yaşında okurla buluşan bir eser ve yazarın ödüllerle buluşan kalemi için alkış.