Stefan Zweig'ın biyografilerinden aldığımız zevkten sonra Hannah Arendt'in bu yazıları çok yavan geldi. 20. yüzyılın ilk yarısında etkili olmuş önemli Alman felsefeci ve edebiyatçıların entelektüel portresini dönemin şartlarına ve siyasi koşullarına göre aktarmış. Kamusal vicdan, insani sorumluluk, kendini arayış, iyiyle kötünün arasındaki mücadele gibi kavramları da tartışmaya açarak okura yeni bir düşünce penceresi açıyor.
Özellikle ele alınan dönem iki dünya savaşı arası olduğu için büyük siyasi felaketler, kitlesel ölümler, aydınların susturulması ve intiharları, toplumdaki ahlaki çöküntülerin olduğu bir dönem. Bu yüzden aydın insanın sorumluluğu böylesine karanlık zamanlarda insan olma ve insan kalma sınavı olduğunu gözler önüne seriyor.
Walter Benjamin, Bertolh Brecht, Herman Broch, Karl Jaspers, Lessing ve Rosa Luxemburg portreleri ilgimi çeken portreler oldu kitapta.