Duygusal Patlama
Basit girişler yapmaktan bir okuyucu olarak çok fazla hoşlanmıyorum. Siz değerli okuyucu arkadaşlarıma bir kitabın incelemesinden bahsederken de değerli zamanınızı çalmadan konuya giriyorum. Bir süre önce okuduğum 
Bülbülü Öldürmek kitabının devamı niteliğinde olan ve değerli yazar 
Harper Lee'nin kaleminden Jean Louise Scout'un erişkinliğe girdiği sürece Maycomb'a dönüşü ve burada ki gelişmeleri anlatan 
Tespih Ağacının Gölgesinde hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Yazarın ikinci kitabı Bülbülü Öldürmek den çok uzunca bir süre sonra bu kitabı yazmaya başlamış ve tamamlamıştır. Ben Epsilon yayın evinden çıkan baskısını okudum. Yayınevi ve çevirmen hakkında söyleyeceğim fazla bir şey yok.
Kitaba gelecek olursak eğer, Bülbülü Öldürmek kitabında başlayan ırkçılıkla ilgili gelişmeler ve bu gelişmelerin Jean Louise Scout ve abisi Jem ve en yakın arkadaşlarının gözünden o dönemin ırkçılık ve bu süreçte bu üç gelişim çağında ki çocuğun yaşamlarında ki süreci aktarıyor. Bülbülü Öldürmek kitabında bu üç ana karakter dışında Atticus yani Scout'un babası Maycomb'da bilinen bir avukatın aldığı bir dava üzerinden ırkçılık kavramı gün yüzüne çıkıyor. Fakat Tespih Ağacının Gölgesinde geldiğimizde de ilk kitapta bizlerin dikkatini çeken ırkçılık konusunda farklı duran Atticus'un düşüncelerinin değişimi, Scout'un babası yani Atticus'u ilahlaştırması kendi düşüncelerinden çok onun düşüncelerini kanıksamasından kaynaklı prangalı düşüncelerinin, artık bir patlama noktasına geldiğini ve bu noktadan sonra kendisini bir birey olacağını gözlemliyoruz. Kelimelerimin ve düşüncelerimin yetersiz kaldığı bir noktada kitab ile vedalaştık. Bana edindirdiği düşüncelerden biriside hayatımıza yön veren kişi veya kişiler olacak fakat bizim doğruluğuna inandığımız ve savunmaktan bir an bile tereddüt etmediğimiz düşüncelerimizi savunurken karşımızda kim olursa olsun mantıklı ve heyecanımız, öfkemiz ne denli fazla olursa olsun sakin olmanın yollarını bulmamız gerektiğini bir kere daha gösterdi.
Irkçılık kavramına kendimi bildiğimden beri yakın olmadığım içinde iki kitapta da geçen bu kavramla ilgili daha bir çok film, kitap, dizi, makale karşıma çıktı burada ki anlatımda da gene beni etkileyen noktalardan birisi de ne olursa olsun karakterlerin kendilerince aldığı kararların sorumluluklarını da üzerlerinde taşıyor ve bundan hiç şikayet etmiyor oluşları da benim ekstra beğenmeme yol açtı.
Bülbülü Öldürmek kitabına burada puan verdiğimi hatırlamıyorum. Kendisi benim için 10 yıldızlıkken Tespih Ağacının Gölgesinde kitabı ise altı yıldızda kaldı. Sebebini açıklamak gerekirse, Ana karakter olan Scout'un sürekli duygusal patlamalarının üzerinde durması ve kendisi üzerine kurulmuş olan kendisinin kurmadığı bir dünyayı yaşadığının her cümlede hissettirilmesi bende ki etkisini de biraz geri plana attı. Yine de okunması gerekli bir kitap olduğunu düşünüyorum..
Sevgilerle.
·
410 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.