Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

552 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
-Bu Bir Müdafaa İncelemesidir-
(İncelemeyi yazmadan önce kitabın aklımda kalan bölümleri dışında bazı yerleri tekrar gözden geçirdim ve buradaki incelemelerin tamamını okudum. Çamur atanlar hemen hemen aynı çıkarımlarla birbirlerini tekrar etmişler.) Yazmaya 14 yaşında başlayan Şule Yüksel Şenler, bazı arkadaşlarının etkisiyle namaza başlayan abisi Üzeyir Şenler'in ricasıyla Risalei Nur okuma sürecinin ardından 1965 yılında 27 yaşında tesettüre girmiştir. Eserde de olay akışına engel olmayacak düzeyde Risalelerden iktibaslara yer verilmiş. Huzur Sokağı'ı sakinlerinin örnek yaşantılarılarının anlatımıyla başlıyoruz kitaba. Baş karakterlerden okuyuculara ilk tanıtılan, geçmişi gelecegi tertemiz olan Bilal olsa da kitabın çoğunluğunu oluşturan bölümünde Feyza ve kızının başörtüsü mücadelesini anlatan sürecin şahidi olacağız. Ancak eserde bizim medyadan veya çevremizden görmeye, duymaya alışık olduğumuz gibi başörtülü genç kızların üniversiteden atılmaları, ikna odalarında örtülerini çıkarmaları için psikolojik şiddete maruz kalmalarından bahsedilmiyor. Yazar, Feyza'nın bilinçli bir Müslüman anne olarak kızını nasıl yetiştirdiğini, kızı Hilal'in öğretmeninden gördüğü şiddet ve baskılara rağmen, hem de her çocuk gibi öğretmenlerinden korktuğu halde başörtüsünden vazgeçmeyip bir yetişkinden daha sebat sahibi olduğunu usta bir gerçekçilikle anlatıyor. Bu anlatılanlar kurgu olsa da hayal ürünü değil. Müslümanların çoğunlukta olduğu Bu Ülkede yaşanmış şeyler. İncelemeye kısa bir giriş yaptıktan sonra asıl Müdafaa kısmına geçiyorum. Kitapta nelerden bahsedilmişti, insanlar nelere takıldılar, eserin ana temasını nasıl teğet geçerek gündemlerine bile almadılar hep birlikte görelim. Huzur Sokağı'nda kimse kimsenin dedikodusunu yapmaz, hakkında kötü düşmez, haset etmez, ayıbını yüzüne vurmaz. İlginçtir ki yorumlarda bu insanlara bile nefret kusanlar olduğu gibi yalnız bu sokaktakilerin iyi diğer herkesin kötü gibi anlatıldığını söyleyenler olmuş. Kitabın ilerleyen bölümlerinde bunun doğru olmadığını, Feyza'nın uzun yıllar sonra taşındığı yerde de iyi insanlar tanıdığını görüyoruz. Hatta kızını okula kaydettirmek isterken gittiği okulların en sonuncusunda cumhuriyet ilkelerini benimseyen ve din düşmanlığı yapmayan bir öğretmen Feyza'yı beklenmedik derecede nezaketle ve anlayışla karşılıyor. Yani yazar içlerinden iyiler de olabilir mesajını vermek istiyor. Nasıl böyle anladıklarına anlam veremediğim birilerinin anlattığı gibi kitapta 'yalnız Müslümanlar melek, diğer herkes şeytan' diye bahsedilmiyor. Benzetmeler pratiklik açısından çoğu zaman daha avantajlıdır çünkü bir şeyi uzunca tasvir etmek yerine neye benzediğini yazınca hemen herkesin aklına büyük oranda aynı şeyler gelecektir. Kimi zaman da benzetmeler ayrıntılarıyla anlatınca kötü olan bir şeyin olabildiğince zihinlerde canlanmasına engel olmaktır ve toplumun yozlaşması hususunda duyarlı yazarların kitaplarında uygunsuz tutumlardan bahsederken kötülüğün güzellemesini yapmama amacıyla uyguladıkları bir yöntemdir. Ve bazen rasyonel olmak beraberinde nezaketsizliği getirebilir. Eseri okumuş olan bazı kimseler Ayten öğretmen hakkında 'pavyon kadını kılıklı' deyiminden rahatsız olmuşlar. Bu nedenle kitaba saldıran (onlarınki eleştirmek değil) kimse pavyon kadını gibi giyinenlerin o kadınlar gibi giyinmediğini iddia etmemiş, sadece bu benzetme ve bu üslup şeklinden rahatsız olduklarını dile getirmişlerdir. Pavyon kadını kılıklı bir öğretmenin nasıl tasvir edileceğine dair önerilerinizi yazarsanız belki bende size 'böylesi daha iyi olurdu' diye hak verebilirim. _Başörtüsü takmayan, namaz kılmayan kişileri kâfir olarak tanımlamış kitapta_ demiş biri. Bu iddianın üzerinde fazla durmayacağım çünkü kitapta başörtüsü takmayan ve namaz kılmayan gençlerin bir kısmı zaten Müslüman olmayıp aksine dini değerler ve Müslümanlarla alay ediyorlar. Feyza'nın kızı Hilal'in öğretmenlerinden biri başörtüsü yasağı yüzünden başını örtmese de namaz vakitleri öğrencileriyle birlikte namaz kılıyor. Son derece yüzelsel bir okumayla bu kadar kendilerinden emin olup atıp tutmaları en başından insaflıca yaklaşmaya niyetleri olmadığını gösterir. _Kimsenin ahlakı kıyafetiyle ölçülemez_ Elbette kimsenin ahlakı *sadece* kıyafetiyle ölçülemez. Ahlaksızlık olan her fiilin failini tamamiyle ahlaksız yapmayacağını bilmeliyiz. Bir konuda ahlaksızlık örneği gösteren biri başka bir konuda ahlaklı olabilir. Kıyafetle bağımsız olarak, mesela mal düşkünlüğü olan biri başka hususlarda yardımsever olabilir. _Kitapta bariz bir kadın erkek eşitsizliği var_ denmiş. Kadınlar ve erkekler insan olmak bakımından eşittirler. Fizyolojik, psikolojik özel durumlarını göz önünde bulundurunca değil kadın ve erkeğin eşit olması kadınlar bile kendi aralarında eşit değiller. Bu arada kadınlar bile kendi aralarında eşit değiller demişken başörtülü kadınlara seçilme hakkının 2015 yılında verildiğini de hatırlamış olalım. _O kadınlara bakan erkekleri ise gayet tabii normal bir şey yapıyorlarmış gibi gösteriyor_ demiş biri. Eğer o kadınların mevcut giyimleri ayıp değilse erkeğin abartılı bir ısrarla bakması yinede ayıp sayılabilir. Kitapta böyle bir şeyle karşılaşmadım. Eğer o kadınların gösterilmesi ayıp yerleri açıktaysa ortadaki ayıp tek taraflı değildir. Hem gösteren hem de bakanın ayıbıdır ve bu ayıbı tek taraflı görmek cinsiyetçi bir yaklaşımdır. _Yargılama sorunsalı_ İnsanların yargılanmasına karşı olanlar ancak bütüncül bir yaklaşımla adaletli olabilirler. Tutarlı olabilmek için bu kitabı ve kitabın yazarını da yargılamasınlar. "Yaşadığı çevrenin etkisiyle öyle görmüş öyle inanmış, bizim bildiklerimizle karşılaşma fırsatı olmamış" diye düşünsünler lütfen, tıpkı diğer insanların yanlışlarını cehaletlerine verip hoşgörüyle karşıladıkları gibi. Tabii yargılamaya karşı olmanın diğer hiçbir şeyin karşısında olunamayacağını beraberinde getireceğinin farkındalığıyla. _İnsanları ayrıştırıcı, bölücü ve birbirine düşman edici söylemlere yer vermiş_ diyorlar kitabın yazarı için. Eğer herkes aynıysa, herkes doğruysa, kimse kimseyi ilgilendirmiyorsa "Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır" ayetini nasıl açıklayacağız? Neyi kötülük olarak göreceğiz? Anladığım kadarıyla onlara göre, en düşük iman alameti olarak kalbimizle buğz etmemiz gereken kötülüklerin arasından bazılarını istisna tutmalıymışız. Kitapta anlatılan onca zulümler düşmanlık değilmiş ama yazarın zulümleri yapanları tasvir etmesi insanları birbirine düşman edici söylemlermiş. Buraya kadar bütün incelemeleri şaşkınlıkla okudum. Onca saçmalıktan sonra içlerinden bir tanesinin ilginç ve otantik yorumu çok hoşuma gitti. Şöyle yazmış: "Kim bilir kaç tane kız çocuğunun hayatı bu kitap yüzünden kaydı, hayal bile edemiyorum." :D Başka bir incelemeden anladığım kadarıyla buradaki hanımefendi veya beyefendi (kullanıcı adını hatırlamıyorum) 'hayatının kazanmanın haram olduğu düşüncesiyle çalışmayan' kızları kastediyor olmalı. İddia edildiği gibi kitapta çalışmanın haram olduğu empoze ediliyorsa okuyuculara örnek bir Müslüman kadın olarak gösterilen Feyza'nın çalışan bir anne olmasını nasıl açıklayacağız? Yazar, din'den prim kasmaya çalışmakla itham edilmiş. Şimdi çocuğa anlatır gibi açıklamaya çalışacağım: Bir Müslümanın, içinde bulunduğu toplumun asli unsuru olan Müslüman halkın mevcut sorunlarından birini dile getirmesi elbette Müslümanların teveccühünü beraberinde getirecektir. Bunun prim kasmakla hiçbir ilgisi yoktur. Bir insanın, Müslümanlardan olmadığı halde kendini Müslümanlardan biri gibi göstermesi din üzerinden prim kasmaya çalışmaktır. _İyi kadını erkekten sakınan, örtünen olarak_ anlatılmasıyla ilgili serzenişte bulunup _rezalet bir kitap_ diyerek bitirmiş cümlesini. İslam inancına göre iyi kadınların kimler olduğunu lütfen araştırınız. Buraya ilgili ayet ve hadisleri ekleyerek İncelemeyi uzatmak istemiyorum. Eserle ilgili eleştirim: Hiçbir insan sevemeyeceğinden emin olduğu biriyle evlenmemeli ve hiçkimse de kendisini sevmeyen birinin sevgisizliğine razı olmamalı. Ayrıca tesettürlü hanımların "hem tesettürlü hem de şık ve modern" diye övülmeleri doğru değildi. Elbette tesettür olsun diye baştan salma giyinilecek diye bir şey yok ama bize ait olmayan kavramlar kullanmamalı, o kavramların içini doldurunca da bunu bir övünme sebebi olarak görmemeliyiz. Yazdıklarımda yanlışlık varsa, tutarlı bir açıklamayla kabul edebilirim.
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115,8bin okunma
··1 alıntı·
2 artı 1'leme
·
4.075 görüntüleme
Kübra︎ okurunun profil resmi
Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir inceleme. Paylaşmasaydım yaptığım eklemelerin çıkarmaların sonu gelmeyecekti :)
Bu yorum görüntülenemiyor
MİNEL KALBİ okurunun profil resmi
Öncelikle bu güzel incelemeyi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. :) "Soluksuz bir şekilde okudum." desem yeridir. Çok keyif alarak okudum, hatta orta kısımlarından itibaren ince mesajlarınız yüzümde tebessüme neden oldu. Uzun lafın kısası böyle güzel ve özverili hazırlanmış bir inceleme karşında diyecek tek söz; "Allah azze ve celle okuduklarımız ile amel edenlerden eylesin bizi. Doğruyu yanlışı ve hak olanı daime savunanlardan eylesin bizleri." :)
Kübra︎ okurunun profil resmi
İncelemeyi sonuna kadar okuduğun için ben teşekkür ederim :) aylar önce bu kitapla ilgili bir yorumda kitap için Müdafaa İncelemesi yazmayı düşündüğümü söylemiştim. En sonunda sözümü tutmak nasip olunca üzerimden nasıl büyük bir yük kalktı anlatamam 😄 Amin 🌺
3 sonraki yanıtı göster
Zeynep okurunun profil resmi
Elinize sağlık, hayatıma dokunan bir kitaptı🌼
Kübra︎ okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🥰 kitabın benim için de ayrı bir yeri vardır
Bu yorum görüntülenemiyor
Kübra︎ okurunun profil resmi
5 Aralık Kadın Hakları Günü gündemine binaen bir bilgi paylaşacaktım ama vazgeçtim 🙂 merak edenler olursa İncelemede yazmıştım
Bu yorum görüntülenemiyor
Rüyeti Hilal okurunun profil resmi
Hay Allah senden razı olsun. Vallahi bu kitap hakkındaki incelemelere baktığımda tek bir olumlu incelemeyle karşılaşmamıştım. Hatta okumaktan vazgectigim dahi olmuştu sonrasında okudum ve aslında ne kadar sığ ve saçma iddialarda bulunduklarını gördüm. Ve bir şeyler ifade etsek de düşüncelerinde ısrarcılardı. Tek hedefleri kendilerine zıt olan düşünceye saldırmaktan ve nefretlerini kusmaktan ibaret.
Kübra︎ okurunun profil resmi
Cümlemizden 🤍🌷
Livanur okurunun profil resmi
Bu dönemlerin son demlerini bizzat yaşayan annemle çok çok severek okuduk. Nasıl anlatsam bilemiyorum ama gönülden Allah razı olsun 🫂🥹
Kübra︎ okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, Cümlemizden 💕
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.