Bu karton dünyada sahte bir görkem, ucuzuna gidilmiş bir gösteriş merakı egemen. Yaşamın büyük olanaklarına sahip olduklarını düşünürken, yaşamın en büyük olanaklarını nasıl solladıklarının ayırdında bile değiller. Beyinlerinin, yüreklerinin, hayatlarının, ne kadarını kullanmadıklarını da bilmiyorlar. Gerçekte birbirini sevmeyen, ama birbirleri olmadan da yaşayamayan, "bir aradalıklara" zorunluluklara dayalı sentetik bir topluluk bu. Birbirleriyle rekabet duygusunun dışında hiçbir sahici ilişki kuramayan; çekememezlik, haset ve kıskançlıkla yüklü "arkadaşlıklarının" yıpratıcı geriliminde sürekli birbirlerini törpüleyerek yaşayan; ancak paralarının gücü ve servetlerinin olanaklarıyla özgüven duyabilen saklı mutsuzlar hepsi. Birbirleriyle giriştikleri üstünlük yarışından galip çıkmak için her şeyi göze alabilecek bir hırs bürümüş gözlerini. Onlar için olmak, sahip olmak demek. Böyle bir var oluş biçiminde ağır ağır yok oluyorlar. Edindiklerini, satın aldıklarını, sahip olduklarını birbirlerine sergileyerek, birbirlerinin kıskançlıklarını istiyorlar. Öfkelerini, takdirlerini, mutsuzluklarını... Bütün ilişkilerin mal mülk değerleri içinde yer aldığı bu dünyada sevgiler, dostluklar, arkadaşlıklar da borsa değerleri üzerinden işlem görüyor. Büyük hayatlara yetmeyen yürekleri, başkalarının serüvenlerinden çöpleniyor. Şimdi herkes "O"nu bekliyor.
Bu yüzden buradalar. Bu yüzden hep buradalar.