Yazarın meşhur New York üçlemesine başlamadan önce otobiyografik romanı Cebi Delik'i okumayı istedim. Aslında kitaplarını okumaya başlamadan bir yazarın hayatının ana hatlarının tümünü bilmek ne kadar doğru? bu da bir tartışma konusu olsa da hislerim beni önce "Cebi Delik" i okumaya itti. Kitap için roman tabiri eseri nitelendirmekten uzak; daha çok otobiyografi diye sınıflandırmak daha doğru olur. Auster, "Amerikan Rüyası" mitinin geliştiği ve yaygınlaştığı bir dönemde, orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Bazı meşhur yazarlar gibi ( ör: Charles Bukowski) ciddi fakirlik, eziyet,bağımlılık veya enteresanlık içeren bir çocukluk ve ilk gençlik yaşamı da olmamış. Onu ilginç ve özgün kılan süreç, yazar olacağını en başından kafasına koyup sistemin dayatmalarına karşı "önce geçerli bir iş" pratiğini red etmesi. Çoğu insanın baştan burun kıvıracağı geçici- gündelik işlerde çalışarak ilginç tecrübeler kazandığı , biriktirebildiği para ile Paris'e giderek orada tutunmaya çalıştığı, çeviri ve bazı metin yazarlığı gibi işlerle yazın hayatını da bir yandan sürdürmeye çalıştığı sürecin anlatıldığı kitap ilham verici ayrıntılar içeriyor. "kendime zaman kazanmak için çok çabalamıştım, ama para kazanmak için pek uğraşmamıştım; sonuçta ikisinden de yoksun kalmıştım" şeklinde bir alıntı yaparsak kitabın da kısa bir özetini sunmuş oluruz diye düşünüyorum. Yazar her ne kadar Amerikalı olsa da columbia üniversitesinde Fransız, İngiliz ve İtalyan Edebiyatı okumuş olması ve özellikle yaşadığı Paris deneyimi onun zihin yapısı ve yazarlığını bana göre Avrupalı meslektaşlarına daha yakın bir formata büründürmüş. Cebi Delik ile birlikte genel hatlarıyla tanımaya başladığım bu en başta "özgün" adledilen yazarın dili ile de bir an önce tanışmak istiyorum.

Cebi DelikPaul Auster · Can Yayınları · 2019399 okunma

·

63 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.