-Mezardan çıkmaktan umudunu kestin mi?
+Uzun zaman önce…
18 yıl! dedi yolcu güneşe bakarak merhametli tanrım! 18 yıl boyunca diri diri gömülü kalmak.
Doktorun (Manatte) işlediği suçu bilmeksizin hapis hayatı yaşaması ve bu süreçte kendi kanı ve kül ile yaptığı bir karışımla günlerini ve hapse girmeden önce yaşadıklarını kağıda dökmesi kitabın anahtar niteliğini taşıyor. Bu tuttuğu günlüklerin kitabın sonunda ortaya çıkması bir çok olay döngüsünü değiştiriyor.
Kraliyet, kilise, memurlar ve halk arasında oluşan gizli bir fikir çatışması gün yüzüne çıkıyor. Olaylar beklenenden daha vahşice yaşanıyor ve bu vahşiliği Cumhuriyet ya da ölüm diyerek meşrulaştırıyorlar. Paris’te milliyetçilik adı altında masum insanların öldürülmesi tanrı giyotin! Olarak adlandırdıkları öldürücü bir mekanizmayla gerçekleştiriliyor.
*Londra bilim, Paris’te milliyetçi akım iki farklı tarih çizgisini karşımıza çıkarıyor.
Kitapta beni etkileyen örgü ören kadınlar oldu. Örgülere işlenen isimler, detaylar bir nevi gizli bilgileri barındıran ölüm fermanlarıydı. Kendi doğrularını ilmek ilmek işliyor ve örgütleniyorlar. İlk başta savundukları fikirleri doğru buluyordum ancak güç her zaman ilk doğruyu yanlışa sürüklüyor. Güç kalplerindeki ufak merhameti de karartıp gaddarlaştırıyordu. Milliyetçilik akımının doğuşu ve işlenişi harikaydı. Ama doğrular her zaman doğru, yanlışlar her zaman yanlış değildir fikrini temel olarak aldım. Kötü her zaman kötü, iyi her zaman iyi olamazdı. 
İki Şehrin Hikayesi
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.