Hikâye 1950’lı yıllarda Peru’da bir taşra kasabasında geçiyor. Hikâyede insanın hayal gücünün çok ötesinde bir şekilde öldürülen havacı er Palomino Molero cinayetinin her türlü sindirmeye ve baskıya rağmen azimli iki dedektif tarafından ortaya çıkarılması anlatılıyor. Çok heyecanlı bir polisiye ya da dedektif romanı mı? Kesinlikle değil. Ne koşuşturmaca, ne aksiyon, ne de okuyucunun ilgisini çekmek için atılan türlü türlü taklalar var. Çok sıradan bir cinayet soruşturması. Üstelik kitabın ilk sayfalarında katilin kim olduğunu az çok seziyorsunuz ve tahminleriniz sizi yanıltmıyor. Her ne kadar başlık bir cinayet olayını ima etse de anlatılmak istenen çok farklı bir şey. “Palomino Molero’yu Kim Öldürdü” ırkçılık, ensest ilişkiler, fuhuş, güçlünün kazandığı zayıfın ezildiği, korku, geçim sıkıntısı gibi alt temalarıyla yozlaşmış bir toplumda dürüst olmaya/kalmaya çalışmanın ne kadar zor olduğu gösteren bir kitap.