Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ulusların dünya işlerini, akıl ve mantık dışında, - yalnız vicdanlarda kalması gereken- din ile, din tehdidiyle yürütmeye olanak var mıdır? Ortaçağda, herhangi bir Arap hukuk bilgininin, çevresinin ve gününün gereklerine göre koyduğu bir kuralı "arap dedi ki" diye, Türk ulusunca, kanıtların yörüngesi(medarı ihtiyaç) olmak üzere sonsuza dek kullanmak mümkün müdür? Bunda ısrarın, Türk'ü, hak adına ne büyük haksızlıklara, düşünülmesi zor ne denli zorbalığa(tahakküme) ve ne denli zulümlere uğrattığı, bilmediğimiz şeyler değildir. Kaderini, bir Arap içtihatçısının sözlerine bağlı görecek kadar, Türk ulusunun bilinçten/anlayıştan ve düşünceden yoksun olduğunu kim söyleyebilir? Türk'ü böyle ağır bir töhmet altında bırakmaya, kimin hak ve yetkisi vardır? Böyle bir tarih varsa-ki vardır- onun yanması ve kül olması gerekir. Fıkıh ve onun mensupları, tarihin en büyük aşamalarında baskının, bozgunların gerekçesi ve nedeni oldular.
Sayfa 128 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.