Birbirlerine yakın, farklı zamanların kıyısında iki karakter üzüm ve altın...Üzüm kütüphane memuru olarak çalışan,amcasının ölümü ve annesinin terk edişi arkasında sarhoş babası ile ayakta kalmaya çalışan Mercan'ın; altın ise zamanı ve yeri belirsiz bir dönemde babası öldükten sonra annesiyle baş başa kalan, annesi ile yolları ayrıldığında türlü zorluklarla karşılaşan, annesiyle tekrar bir araya geldiğinde de yaşadığı bu zorluklarla yüzleşen Yãşur'un hikayesi...yalnızlık,çaresizlik, ölüm, aile gibi konuların masal tadında ele alınarak ince ince işlendiği bir kitap. Esir Sözler Kuyusu sonrası okuduğum ikinci Sema Kaygusuz romanı da bende farklı bir tat bıraktı. Okudukça çok farklı kapılar aralanıyor insanda.