Evet savaş bitti, Yunanlılar çok sevinçliydi ama bu sevinç çok uzun süre kalamadı çünkü orada yıkılıp kalmışlardı, evlerine dönemiyorlardı. İlk kitap Kızların Suskunluğu'da Truva savaşı sırasında olanları okumuştuk. Bu kitapta ise Troya savaşı sonrası olanları sadece Briseis'in gözünden de değil, bir çok karakterden de görerek okuyoruz. Akhilleus'un oğlu Pyrrhos ile tanışıyoruz, cesur Troyalı Amina, Andromakhe, Maire, Hekabe, Kassandra ve daha bir çok Troyalı kadınları ve onların hikayelerini öğreniyoruz. İlk kitap kadar beni etkilediğini söyleyemeyeceğim. Hatta kitabın yarısından sonra daha akıcı bir şekilde okumaya başladım diyebilirim. Kitabı okurken hep Akhilleus'u ve Patroklos'u özledim. Briseis dile getirmemiş olsa da bence o da çoğu zaman benimle aynı duygular içerisindeydi. Ve Pyrrhos karakteri evet daha küçüktü biliyorum ama benim için Akhilleus'un oğlu olmasına rağmen tam bir hayal kırıklığıydı. En az Agamemnon kadar nefret ettirdi. Ve Amina ile Hekabe bu kitapta benim için unutulmaz oldular. Bazı bölümleri, kısımları en azından Helene ve Alkimos'un gözünden görmek de çok istedim. Onların düşünceleri biraz eksik kaldı bende.

Troyalı KadınlarPat Barker · İthaki Yayınları · 2023172 okunma

·

119 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

nazlimo