1998-99 yıllarında okuduğum bir romandı. İlk Emine Işınsu romanımdı ve sonrasında bu sayı epeyce arttı. Roman bir bakıma 'Suyun Öte Yakasını' anlatıyordu; yani Meriç'in... Batı Trakya'daki Türk köylerinden birini merkeze alan roman Yunan hükümetinin özünde 'Siz Türk falan değilsiniz, Müslüman olmuş Rumlarsınız' tezinin bir devlet politikasına ve baskısına dönüşmesini işliyordu. Elbette yalan ve yanlış olan bu politika halen değişmiş değil. Sadece AB üyesi olmanın getirdiği bazı demokratikleşme mecburiyetleri içinde birazcık yumuşamış durumda.
O toprakları gezdim; Batı Trakya'yı ve daha batısındaki Kavala'yı, Selanik'i... Maalesef bugün Selanik'te ibadete açık bir tek cami ya da mescit yok. Oysa ki aralarında Yunanistan vatandaşı Türklerin de bulunduğu on binlerce Müslüman yaşıyor şehirde. Batı Trakya'da ise 'Müslüman olmuş Rumlar' hikayesi halen devam ediyor.
Azap Toprakları, Lozan sonrasında Yunan tarafında kalmış olan Türklerin hazin hikayelerini anlatıyor; mübadeleyle gelenlerin hazin hikayeleri olduğu gibi kalanların da olduğunu fısıldıyor bizlere.
Sözü, Gümülcine müftüsünün bir sözü ile bağlayalım; 'biz burada namaza durduğumuz zaman elbette kıbleye döneriz. Ancak şunu da biliriz, kıblenin yolu Türkiye'den geçer.'