Tenin Gözleri Mimarlık ve Duyular Juhani Pallasmaa’ nın bir sanat kitabı. Kitap 2 bölüm, 24 deneme ve bir önsözden oluşuyor. Kitabı beğendim okumanızı tavsiye ederim. Bende öğretmenimin ödev olarak okumamı istemesiyle kitabı keşfettim. Anlatılanlar görsellerle zenginleştirilmiş.Dili biraz kapalı gelebilir. Sanatsal terimler kullanılmış, çokça da yazarlardan alıntılara yer verilmiş. Eski zamanlardan beri görmeye en soylu duyu olarak bakılmış. Platon da görmeyi insana verilmiş en büyük armağan olarak ifade etmiş. Rönesans’ta da görme en üstü olarak görülmüş imgeler duygularla bağdaştırılmış Deskartesçi görünüşe göre de görme aynılıkların fark edilmesidir. Göz bütün duygularla etkileşim halindedir mimarlık varoluşsal deneyimlerimizin genişletir mimarlık sadece görme ya da duyu organları yerine birbiriyle içiçe duygusal deneyim içerir. Tüm duyular dokunma duygusun içerisindedir.Bir resme baktığımızda resimdeki nesnelerin derinliğini, yumuşaklığını, sertliğini görerek hissedebiliriz. Koku Mekanları Bir mekanda bizi etkileyen unsurların arasında mekanı saran kokunu şurada vardır ben koku almam ama aldığım zamanlarda Dawin de kafelerin kokusu etkilen kafelerini kahve kokusu ve mekanın kendi içinde kokusu birleşince güzel bir koku burnumuza gelir en sevdiğim kokulardan biri de kitapçıya da saflardaki o kitap kokusu dur denizin kokusu da ferahlatıcı oksijen dolu bir his veren insana her koku insana farklı hisler uyandırır bazı kokular da insan belleğinde yer edinmiştir. O kokular bizim tekrar hatırlamamızı sağlar belleğimizi harekete geçirir. Narsistik Göz ve Nihilistik Göz Narsistik göz mimarlığı yalnızca bir kendini ifade etme aracı ve temel dinsel toplumsal bağlantılardan kopmuş entellektüel sanatsal bir oyun olarak görür. Pallasmaa da ayrıştırıcı görme duygusunun Bir sonucu olarak Nil istik tutumun bir dokunma duyusu ile hayal edilmesinin imkansız olacağını söylüyor yelizim kavramı yaşamın alanı ile ilgilidir Nietzsche’ye göre nihilizm kavramı yaşamın değerini düşünmeyi ifade eder. Milli eğitim yoluyla bu yaşamın bir anlamı olmadığı sonucuna varılır.Ona göre öteki dünyadan ya da duygunun ötesinde bir yerden bahsetmek mümkün değildir. Mimesis Beden Mimesis doğa ve insan davranışının sanata ve edebiyata tak dile dayanan temsilidir Yunanca taklit anlamına gelir Aristoteles tarafından sanatın rolünün doğanın taklidi olduğu ileri sürerken kullanmıştır. Aristotelese göre sanatın kökeni taklittir. Platona göre sanat kopyanın kopyası olduğu için değersizdir bedenin mimesis ve bir anlamda bedenin taklidi oluyor bir yapıya anlarken bedenimizle gezeriz bir şarkı dinlediğimiz de bedenimizde şarkının ritmi ile uyumlu hareket eder. Tenin gözlerinde bir duyular mimarlığından söz ediliyor görsel bir manyan sonra dinsel mimar da olduğu söyleniyor. Mimar deneyim çok duyguludur göz kulak burun eller ten gibi tinsel dönemler olmadan etkili bir Merkan yargılanması bu duyular olmadan görsellikten ileri gidemez. Herseyin gelen mimarlığı mimarlık her şeyden çok bugünlerde tasarımcının kendisini memnun etmesine bağlı tüm duyular için bir mimari yaratılmalıdır. Kitap beylerle mimarinin ilişkisini de çok güzel anlatmış.Son olarak da kitabın kapağından bahsetmek istiyorum. Kapakta Berlin de bir apartmanın avlusunda birbirine bakmayan gözler havada duran ellerin avuç içlerinde bize doğru bakıyor. Bu Herbart Bayer’in “Yalnız Metropolitan” isimli fotomontajından alınmış bir görsel. Yazar dokunma duygusunun görme duyusu arasında kavramsal bir çelişki oluşturarak kitabın kapağında da olduğu gibi ifade etmiş.

Tenin GözleriJuhani Pallasmaa · Yem Yayınları · 2011413 okunma

·

91 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.