Okurken eglendigim bir kitap oldu, beğendim.
İlk önce şunu söylemek gerekir; kitapta bolca argo tabir var, öyle ki argo tabir kullanılmayan kısım çok az diyebilirim. Onun için rahatsız olanlara tavsiye etmem.
Kitap uzunca bir röportajı konu alıyor..
Ana karakterimiz kendisiyle röportaj yapan ikinci karakter ile (ikinci karakterin varlığından şüpheliyim nedenini söyleyeceğim :) )
Karakterimiz popüler kültürü ağır şekilde eleştiriyor. Kendisi de hem doktor hem edebiyatçı olan karakterimiz: sanat dünyasında yaratıcılığın ve emeğin anlamı kalmadığını, popularitenin bütün sanat ruhunu geride birakabildigini anlatıyor..
Okurken tanıdık olduğumuz birçok sanatçının da kitapta yer aldığını göreceğiz..
Kitapta ikinci karakterin Albay ismiyle anılması ve onunla konuşan ana karakterimizin mütemadiyen konudan konuya geçerek bizi farklı farklı duygudurumlar içine sokması bana çok sevdiğim Oğuz Atay'ın çok sevdiğim Tehlikeli Oyunlar kitabını hatırlattı :)
Okursanız sizin de bu benzerliği fark edeceğinizi düşünüyorum..
Ben bu tarz kitapları seviyorum, sevenlerine tavsiye ederim :):)