Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

23 Haziran 1932 Hayat istemeden çıkılan, deneysel bir yolculuktur. Zihnin maddenin içinde yaptığı bir yolculuktur ve seyahat eden zihin bize ait olduğundan, bizim de ömrümüz yolda geçer. Nitekim, dışarıdaki hayatta yaşamış olanlara kıyasla çok daha derin, zengin, gürültülü hayatlar sürmüş, içine kapanık, dalgın ruhlar vardır. Önemli olan sonuçtur. Hissedilmiş olan neyse, yaşanmış olan da odur. İnsan, bir düşten de somut bir işten olduğu kadar yorgun dönebilir. En çok yaşadığımız zaman, çok düşündüğümüz zamandır. Bir balo salonunda, bir köşede duran bir adam, bütün dansçılarla dans eder. Her şeyi görür, görmekle de her şeyi yaşamış olur. Son ve nihai tahlilde her şey bir duyum meselesi olduğundan, bir bedene temas etmekle onu görmek, hatta sadece hatırlamak arasında hiçbir fark yoktur. Yani ötekileri seyrederken ben de dans etmiş olurum. Otların arasına uzanmış, uzaktan üç hasatçıyı seyreden bir İngiliz şairin bir sözü vardır: “Dördüncü bir hasatçı var, o da benim.”* Aklıma geldiği gibi aktardığım bu düşünceler, bugün üzerime çöken, besbelli hiçbir nedeni de olmayan büyük bir yorgunluktan doğdu. Sadece yorgun değilim, gene hiç bilinmeyen bir sebepten dolayı bunalmış haldeyim de. İçimde öyle bir sıkıntı var ki yaşlar gözümün ucunda – ağlarken dökülen değil, tutulan yaşlar bunlar; bir ruh hastalığının yaşları, hissedilebilir bir ıstırabın değil. Ne uzun yaşadım hiç yaşamaksızın! Ne çok düşündüm hiç düşünmeksizin! Durgun şiddetlerle, kıpırdamadan aşılmış serüvenlerle dolu dünyalar çöküyor üstüme. Hiç sahip olmadıklarıma ve asla olmayacaklarıma doydum artık, var olmayan tanrılardan bitkin düştüm. Hiç girmediğim bütün savaşların yaraları var üzerimde. Sarf etmeyi hayal bile etmediğim çabalar, etimi bitap bıraktı. Donuk, dilsiz, boş... En yükseklerdeki gök, yarım kalmış, ölü bir yaz mevsiminin göğü. Sanki yokmuş gibi bakıyorum o göğe. Ne düşünüyorsam onu uyuyorum, yürürken uzanmış oluyorum, hiçbir şey hissetmeden acı çekiyorum. Duyduğum büyük özlem hiçbir şey için, o bir hiç, tıpkı görmediğim, kimliklerden sıyrılarak seyrettiğim derin gökyüzü gibi. sayfa: 443-444 h.k 373 *Edmund Gosse’un “Lying in the Grass” şiirinden alıntı.
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun Kitabı
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.