Popüler kültürde şişirilen kitapların tuzağına düşmekten hep korktum ve çok kez bunu yaşadım. Bu kitaptan neredeyse her yerde bahsediliyor ve bu kadar anılması beni yine 'acaba fazla abartılan kitaplardan mı' diye düşündürdü. Şükür ki yanılmıştım. Uzun zamandır beni içine çeken ve okumadığım her an okumak için can attığım bir kitap olmamıştı. Gece Yarısı Kütüphanesi hiç bitmesin istediğim ve bir çırpıda bitirmek zorunda olduğum kitaplardan oldu. Bitirmeye mecburdum, hiçbir sonu uzun zamandır böylesine merak etmiyordum. Anlam veremediğim şekilde bunalım ve depresyon kıyısında olduğum bir dönemdeyim. Hatta her şey önemini yitiriyor ve 'yaşam amacım ne, olmam gereken yer burası mı' diye sürekli sorgu halindeyim. Nora ile kendimi ve çevremi tekrar farkettim. olabileceğim en mükemmel konumda, en olması gereken insanlarla değilim belki ama buradayım ve her anım bana ait. Olamadıklarımızın pişmanlığı bugünümüzü zehirlerken hayatın akışında savruluyoruz. Yaşanacak bir hayatımız ve olabileceğimiz tek bir bedenimiz var. Kendimi ve bulunduğum ortamı tamamen değiştirmem mümkün değil. Ama saksıdaki menekşeme suyunu vermeyi unutmadığımda solmayacak ve evimde güzel beyaz bir menekşem olacak. En azından bir menekşeyi hayatta tutmuş olacağım. İhmal ettiğimiz hayat biricik varoluşumuzun ta kendisi. Bu kitabı almaya karar verdiğim o günkü kendime teşekkür ediyorum:) Doğru bir karardı. Bittiği için tuhaf ki o kadar da üzgün hissetmiyorum. Bu hissi biliyorum. Bende yaşayacak bir kitap bitmiş sayılmaz. Sadece bana hissettirdiklerinin bir kısmını yazıyorum. Bu kadar.

Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202156,1bin okunma

·

85 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

gülᔕima