Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
. . KÖY ENSTİTÜLERİ DOSYASI . .
Biz yoksulduk; biz ve bizden sonrakiler yoksul olmasın diye çalıştık KÖY ENSTİTÜLERİ ( 1940-1954 ) Her ne kadar Köy Enstitüleri konusunda çeşitli kaynaklardan araştırma yapmış olsam da sadece Köy Enstitüleri hakkında hazırlanmış derli-toplu, anlatımı güzel olan bir kitap bakınmaktaydım bir süredir. Araştırmalarım sonunda bu kitabın en uygun kitap olduğunu düşündüm ve iyi ki bu kitabı almışım dedirtti bana. Yazar, en başından itibaren derli-toplu bir kurgu ile okuyucuyu sıkmadan sade ve akıcı bir üslupla konuyu çok iyi özetlemiş. Kitabın önsözü, sizi kitaba en başından hazırlıyor. Osmanlı döneminde öğretmen yetiştiriciliği, Tanzimat öncesi ve sonrası dönemlerindeki sıbyan mektepleri, Abdülhamid Dönemi, II.Meşrutiyet dönemi ve en son Cumhuriyet Döneminde öğretmen yetiştirilmesi, ve o dönemlerin şartlarını okuyucunun gözünün önünde canlandırarak yazar esere giriş yapıyor. 1929’da Cumhuriyet Dönemi Milli Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati’nin ‘’Köye Özgü Öğretmen’’ yetiştirilmesi projesiyle ilk tohumları atılan süreç, akabininde diğer bakanlar tarafından devam ettiriliyor. Reşit Galip’ten sonra gelen Saffet Arıkan Döneminde (1935) İlköğretim Genel Müdürü Tonguç Baba lakabıyla anılan İsmail Hakkı Tonguç ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ile bu proje şahlanışa geçiyor. Adeta bir olimpiyat koşusu gibi her bir Milli Eğitim Bakanı kendinden sonrakine meşaleyi teslim edip ayrılmış. Her birinin çorbada tuzu, emeği var. Bu eğitim seferberliği maratonunu yazar kronolojik sıraya göre her bir bürokrata hakkını teslim ederek eserinde yer vermiş. Kronolojik dizime bağlı kalarak; . Osmanlı dönemindeki öğretmen yetiştirilme . Köy Enstitülerinin Kuruluşu . Ders yöntemleri: sahada iş başında öğrenme, sahada uygulama ve üretme . Tiyatro,Müzik, Resim, Halk Dansları ve diğer sanat kollarının örgün eğitime entegrasyonu . Kızların aktif eğitime dahil edilmesi ve karma eğitim . Köy Enstitülerinin Kapatılması . Köy Enstitülerinin Türkiye’nin Kalkınmasına Etkisi . Hasan Âli Yücel . İsmail Hakkı Tonguç . Saffet Arıkan . Köy Enstitülü ünlü 4 büyük yazar . Köy Enstitüsü mezunlarının anıları . Köy Enstitülerinin Yurtiçinde ve Yurtdışında Yankıları . Son Bölümde fotoğraf arşivi başlıkları altında adeta nakış gibi başarılı bir şekilde işlenmiş gözüküyor. Hikâyesi güzel bir roman gibi başlayan Köy Enstitüleri’nin sonu maalesef hazin bir şekilde sonlanıyor. Kitabın ilerleyen bölümlerinde böylesi kıymetli bir proje nasıl heba edilir insanın içini acıtıyor doğrusu. Yazar, bu konuları da başarılı bir şekilde okuyucuya açıklamış; İLK KIRILMA NOKTASI: Oylamaya katılmayan 148 Milletvekili Meselesi... Henüz tek parti dönemindeyken vuku bulan, CHP içindeki çatırdama ile ilk kırılma başlar. O dönemde CHP tek partidir ancak çatallanma başlamış bir iki ayrı kola bölünmüştür. Gelecekte Demokrat Parti (DP) yi kuracak kadrolar, kendi partileri içinde zaman zaman çekimser kalarak zaman zaman partiiçi muhalefet yaparak çatırdatmaya başlamışlardır. Köy Enstitülerine ileride en büyük darbeyi vuracak çekirdek kadrolar, bu dönemde filizlenmeye başlar. Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Yahya Kemal gibi tanıdık isimler vardır. Hatta ilk itiraz, şehirli-köylü ayrımınının çıkacağını belirten çok tanıdık bir isim olan Kazım Karabekir’den gelir. Daha sonraki zamanlarda Köy Enstitüleri’nin yıkımı aşamasında ise ‘’Atatürk’ü gençliğin vicdanından söküp atmadıkça bu ülkeye huzur gelmeyecektir’’ diyerek asıl niyetini de ortaya koyacaktır. MUHALİF SESLER VE KAPATILMA SÜRECİ: Köy çocuklarını okutmayan ailelere getirilen yaptırımlar ve köy çocuklarının aydınlanmacı, sorgulayıcı bakış açıları, zengin ağaları ve köylerde oturmayan aşiret reislerini rahatsız etmiştir. Oy deposu olarak görülen toprak ağaları, milletvekilleri vasıtasıyla – ki zaten bazı vekillerin bizzat kendisi toprak ağasıdır - mecliste ciddi bir baskı kurar. Hedefte ise Türk Aydınlanmacısı Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel vardır. Hasan Âli Yücel devrilirse bu proje de devrilmiş olur diye düşünülür. ‘’Artık öyle bir döneme gelinmiştir ki, CHP içinde Atatürk’ü anlamamış ve ona karşı olmalarına rağmen sessiz kalmış kesimler, arkalarına aşırı ırkçı ve siyasal İslâmcı kesimleri de alarak önce Hasan Âli Yücel’e saldırmaya başladılar.’’ Sy 177 RUSYA KOMÜNİZM İDDİALARI: Yazar, o dönem Dünyadaki siyasi atmosferi de başarılı bir şekilde tasvir edip böyle bir atmosferin de rüzgârını arkasına alarak Köy Enstitüleri’nin tasfiye sürecini kitapta işlemiş. Rusya’ya göre; Boğazlar üzerindeki haklarının yetersiz olduğu, Kars-Ardahan’ın Gürcistan’a ait olduğu ve geri verilmesi yönündeki talepleri ile gerilen ilişkiler zaman içinde evrilerek geleneksel Rus düşmanlığının solcu düşmanlığı olarak hortlamasının temelini atar. Köy Enstitülerine muhalif olanların diline pelesenk olarak Hasan Âli Yücel Komünist olarak yaftalanıp hücum edilir. Lakin Hasan Âli Yücel’in siyasi ideolojisi yoktur. Onun tek derdi Köylü halkı cehalet batağından kurtarmak ülkeyi eğitim neferleri ile kalkındırmaktır. Hasan Âli Yücel’in Tasfiyesi Demek Köy Enstitülerinin Tasfiyesi demektir: Gelmiş geçmiş şu ana kadar ki tartışmasız en başarılı Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Âli Yücel’in Köy Enstitüsü karşıtlarıyla mücadelesine kitapta oldukça yer verilmiş. Vefa Lisesi yıllarında Peyami Safa ile okul bahçesinde önemli tartışmalar yapmıştır. Türk Ocağı’nın faaliyetlerine katıldı. İstanbul’dan Ankara’ya silah kaçıran örgütlere yardım etti. Kuleli Askeri Lisesinde Edebiyat, İstanbul Erkek Lisesi Felsefe Öğretmenliği, Fransa’da öğrenci müfettişliği yaptı. 1955-1960 yılları arasında İş Bankası Kültür Yayınlarını yönetti, Unesco Türkiye Milli Komisyonu Genel Kurulunda bulundu...Burada kesiyorum. Çünkü bu kitapta biyografisinden çok bahsedilmemiş. Kendisi çok daha fazla biyografisinde bahsedilecek engin bir şahsiyettir. Dolayısıyla biraz daha detaylı bir bilgi için Prof.Dr.Celal Şengör’ün Hasan Âli Yücel için yazdığı kitabı okumanızı tavsiye ederim. Hasan Âli Yücel’i anlatmak ayrı bir bahistir. Kısaca bahsedilip geçilecek bir şahsiyet değildir. İNÖNÜ, KENDİ ESERİNİ NEDEN KENDİ ELLERİYLE İLE ÖLÜME TERK ETMİŞTİR? Köy Enstitülerinin temelleri, Atatürk döneminde atılmıştır. Ancak uygulaması ve yeşermesi İnönü döneminde olmuştur. Köy Enstitüleri, kesinlikle İnönü’nün eseridir diyebiliriz. 1946 – CHP içinden ayrılan Anti-Kemalist kadrolar harekete geçer. DP’yi kurarlar. CHP 400, DP 40 mv çıkarır. 400 mv CHP çıkarsa da artık dengeler değişmiştir. CHP’yi sağ kanadı kontrol altına almış ve o gün de Köy Enstitüleri’nin tasfiyesinin yolu da gözükmüştür. Hasan Âli Yücel görevden alınacaktır. Peki asıl soru; İnönü kendi eserine neden sahip çıkamadı? Bu kitapta bu soruya yanıt aramaktadır. CHP’nin sağ kanadının iktidarı ele aldığı 1946 yılından sonra yapılan değişiklikler ile yıkım süreci de başlamıştır, yıkıma hazır hale getirilmiş olan Köy Enstitülerinin cenaze namazını DP hükümeti kılmıştır. Yine Yazarın deyişiyle; “İnönü yavrusunu sahipsiz bir şekilde sokağa atmış kurtların ona saldırmasını izlemiştir.” ‘’Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra 1945’te San Francisco’da toplanan Dünya Milletleri, otoriter rejimleri uluslararası organlara almayacakları ilan etmişlerdi. Değişen dünya şartları karşısında, Sovyet Rusya karşısında yalnız kalmak istemeyen Türkiye, çok partili siyasi hayata geçme kararı alır.’’ s.125 Kitapta bir konu daha var ki o da es geçilmemesi gereken önemli bir detaydır; Adnan Menderes – Kızılçullu/İzmir Bağlantısı... 1891 – İzmir Buca’nın Kızılçullu bölgesinde Amerikan Koleji kurulur. Misyonerlik faaliyetleri ile bilinen bu okuldan ilerleyen yıllarda mezunlarını verir. Bunlardan biri de Adnan Menderes’tir. Cumhuriyet ilan edilince bu bina Amerikalılardan satın alınıyor ve kapatılıyor. Yazarın deyişiyle; adeta emperyalizme nispet yaparcasına yerine Köy Enstitüsü kuruluyor. – Kızılçullu Köy Enstitüsü - Ta ki Menderes gelene kadar…Bu yeri, Nato’ya - Amerikalılara - geri veriyor. Kızılçullu’nun adı içinde Kızıl kelimesi geçtiği için - Komünizm çağrıştırdığı için - adı Şirinyer olarak değiştirilir. ASIL KORKU: Toprak Reformu ile köylü topraklandırılacak ve bu proje, Köy Enstitüleri ile paralel yürütülen bir projeydi. 5 sene içinde sayıları 22 bine ulaşacak Köy Enstitülü öğretmenlerin elinde 150 bine yakın hayvan, 1.5 milyon dönüm toprak, 2 milyon parçaya yakın iş araçları bulunacaktı. Devlet politikası ile toprak sahiplendirilen eğitimli köylüyü toprak ağaları istemedi. Köy Enstitülerinin kapatılmasındaki asıl sebep buydu. Eğer Köy Enstitüsü proje tam anlamıyla daha uzun yıllar devam edip oturmuş olsaydı bu projenin 2.safhası Toprak Reformu olacak Toprak Ağaları toprağından olacaktı. KÖY ENSTİTÜLERİ KAPANMAMIŞ OLSAYDI NELER OLACAKTI? . Köyden kente göç önlenmiş olacaktı. Nüfus ülkeye orantılı dağılmış olacaktı. . Asayiş büyük ölçüde sağlanmış olacaktı. Yoksulluk azaldığı için gasp, cinayet vb… suçlarda da bugünkü kadar yüksek bir oran olmayacaktı. . Okumayan çocuk kalmayacaktı. . Yerli üretime geçildiğinden ithalata bağımlılık olmayacaktı (hem tarım hem sanayi) . Devlet eli ve kontrolüyle üretim teşvik edilip gerçekleştirildiği için özelleştirmeye gerek kalmayacaktı . Terör olmayacaktı . Töre cinayetleri yaşanmayacaktı. . Özel okullar, özel kurslar vs…olmayacaktı. Devlet, bu işleri zaten kendi sisteminde rahatça halledebiliyor olacaktı. . Paralı eğitim olmayacaktı. . Üretim devlet politikası olarak sürdürülebilir ve verimli olduğu için IMF ve yabancı fonlar vb kurumlardan gelen karşılığında taviz verilerek alınan paralara ihtiyaç kalmayacaktı. . Türkiye’nin her bir köşesi okulsuz, öğretmensiz, araç-gereçsiz kalmayacaktı. . Köylerden çıkan yüzlerce binlerce yetenek arasında belki de dünyaca ünlü yazarlarımız, devlet adamlarımız, sanatçılarımız çıkacaktı. Neden Bir Yaşar Kemal daha çıkmasın ki? Kitapta dikkat çeken bazı konular okuyucunun muhakemesinde sorgulanmak üzere sunulmuş; Gayet makul ve sorgulanması gereken bazı sorular; DÜŞÜNDÜREN SORULAR: . UNESCO tarafından dünyaya örnek proje seçilip bizzat İsrail'de Türk eğitimci gözlemciler tarafından uygulanması karşısında ne düşünürsünüz? . İsrail’in bu sistemi kapandıktan sonra 1965 yılında bu projeyi direkt bizden aynen alıp uygulamış bir ülkedir. İsrail’in bile bizden alıp uyguladığı bu sistem, bizde niye devam etmedi? Neden Köy Enstitüleri kapatıldı? Kim veya kimler neden kapattı? .‘’Son yıllarda hayalimdeki okullar Türkiye’de kurulmaktadır, bunlar Köy Enstitüleridir.’’ diyen ünlü Ünlü Amerikalı Eğitimci John Dewey’in bile imrenerek söz ettiği ve takdirine mazhar olmuş bir proje, kendi evlatları tarafından neden kapatılır? Yazar, bu gibi soruları kitabına koyarak okurunun kalbinde yara aklında vicdanında bir muhakeme/sorgu hissi bırakmaktadır. FİNAL: Tonguç’a göre; insanı hayata hazırlayan bir sürecin işletilmesi gerekliliği, köyü kendi unsurlarıyla bizzat kendi içinden canlandırmaya çalışmak ve bilinçlendirmek. Okulda kitap öğretimi değil, iş eğitimi olacak. Öğretmen kürsüde değil, öğrenci sırada değil; her ikisi de bizzat sahada uygulayarak öğrenip üreten bir eğitim sistemi. Ne güzel bir işlevi olan bir projeyi kendi ellerimizle ortadan kaldırdık. Bu projeyi o zamanlar keşfedip uygulayanlar ve ayakta kalması için çabalayanlar iki öğretmendi ( İ.Hakkı Tonguç - H.Âli Yücel). Umut, her zaman öğretmendedir ve öğretmen önce insanı sonra milletini yüceltir. ÖĞRETMENE NOT: 1000 Kitap’ta çok fazla öğretmen/eğitmen üye var. İdealist bir öğretmenin bu kitabı mutlaka okumasıgerekmektedir. Köy Enstitülerinin işleyiş biçimini ve bu uygulamanın devam edebilmesi için verilen mücadeleyi bilmeyen bu konuda fikir sahibi olmayan veya kıt bir kanaat sahibi olan bir öğretmen yarım/eksik kalmış tamamlanamamış bir öğretmen demektir. Bir öğretmenin sahip olması gereken tüm vasıflar - olması gereken rol model tüm unsurlar - bir Köy Enstitüsü öğretmeninde ve bu eğitim projesinde mevcuttur. Bu bir rol modeldir. KİTAPTA ALTINI ÇİZDİĞİM SATIRLAR: ‘’Şehirlerde oturan vatandaşların çocuklarının %80’i okula gidiyordu, %20 si ise okumaktan mahrumdu. Köylerde oturan 13 milyon vatandaşın çocuklarının ise ancak %25’i okutulabiliyordu. Bu nedenle köylerdeki çocukları yüzde yüzünü okutmak için emek sarfedilmeliydi ve bu kanun o emeğin ifadesiydi’’ der. Yücel ayrıca; ‘’bu gençleri yetiştirelim ve hayat tarzları o şekilde olsun ki, kendilerine köyde vazife verdiğimiz zaman doğal okul hayatları devam ediyormuş gibi vazifelerine memnuniyetle gitsinler ve bu işleri seve seve yapsınlar istedik; onun için Köy Enstitülerini kurmayı düşündük’’ demiştir. Sy 29 - (İ.Hakkı Tonguç) ‘’Biliyor musun, politikacıların çoğunun bizim çocuklardan ödleri kopuyor, biliyorlar ki çocuklar ileride onlar gibileri seçmeyecekler!’’ s.161 - (İ.Hakkı Tonguç) ‘’Anadolu Türklerinin karınları kurtlarla yüklü ve kanları bu kurtların salgıladıkları parazitlerle dolu bulunuyor. Milleti, yakın bir yok olma ile tehdit eden bu hâlin sebebi neymiş bilir misin? Beslenme eksikliği…Her ne kadar garip görünse de Anadolu Türkleri henüz ekmek yapımından bile habersizdirler. Yedikleri mayasız bir yufkadır ki, ne olduğunu yiyenlerin midesine bir sormalı.’’ S.188 (Şair/Yazar Ahmet Haşim’in Anadolu gezisi notlarından) ‘’17 Nisan 1940 tarihinde kabul edilen yasayla köy enstitülerinin kurulması kabul edilmiştir. Bu kanun kabul edildiğinde ülkedeki genel durum şudur: İkinci Dünya Savaşı çıkmış ve bütün dünyayı sarmıştı. Türkiye’de savaş bölgesindeydi ancak savaşa girmemek için büyük bir çaba gösteriyordu. Kuraklık ve kıtlık vardı. Üretilen az miktardaki ürün de depolanıyordu ki öyle olmak zorundaydı. Çünkü dönem sıradan bir dönem değildi. İnsanlık tarihi gördüğü bu kanlı savaşta 60 milyon insan ölmüştü. Bu sayı, bugünkü Türkiye nüfusunun yarısından çok çok fazladır.Karaborsacılık bütün önlemlere rağmen engellenemiyordu. Savaşın getirdiği sıkıntılar salgın hastalıklarla ikiye katlanmıştı ki dönemin gazeteleri tifüs salgınına karşı sabun bağış kampanyaları başlatmıştı. Ülke, olağanüstü hal durumuna geçmiş, askere alımlar başlamıştı. Bu durum, çoğunluğu kol gücüne dayalı tarımda büyük bir eksiklik ortaya çıkarmıştı. İşte, köy enstitüleri böyle bir ortamda kurulmaya çalışılıyordu.’’ s.192 ( Köy Enstitülerinin ilk kurulduğu zamanlardaki genel vaziyet) ‘’…askere alımlarla tarımdaki işgücünün önemli bir kısmını kaybeden ve savaşın şartları altında ezilen halk, çocuklarını bu okullara vermek istemiyorlardı.’’ sy.193 ‘’Ünlü Amerikalı John Dewey’in Son yıllarda hayalimdeki okullar Türkiye’de kurulmaktadır, bunlar köy enstitüleridir.’’ s.201 ‘’Bu kurumların önemini kavrayamayan halk da köy enstitülerini destekleyici bir harekette bulunmamıştır.'' s.201 (ANALİZ) ‘’Eğer bir gün Türkiye’deki eğitim sorununa gerçek bir çare aramak isteyen birileri olursa, dönüp dolaşıp gelecekleri yer, İsmail Hakkı Tonguç’un fikirleri olacaktır.’’ s.203 (ANALİZ) ‘’Biz yoksulduk; biz ve bizden sorakiler yoksul olmasın diye çalıştık’’ s.227 ‘’Herkes yılda 24 kitap okumak ve özetlemek zorundaydı. Hem sınıfta hem de hafta sonlarında okul salonunda genel tartışmalar yapılırdı.’’ s.232 ‘’…Ben kapattırdım köy enstitülerini. Ben toprak ağasıyım. 200’e yakın köyüm var. Bu köylerdeki halk bana tapar. Ne işi varsa bana sorar. Evlenecek, boşanacak, askere gidecek, mahkemesi nesi varsa gelir bana danışırdı. Ama köy enstitüleri açıldıktan sonra 5 köyüme köy enstitüsü mezunu geldi ve bu köylerden artık kimse bana gelip danışmamaya başladı. Ben düşündüm 200 köyümün hepsine köy enstitüsü mezunu gelirse benim ağalığım ne olur, sıfıra düşer! Böyleyse benim harekete geçmem gerekir dedim ve doğudaki bütün ağalara telefon ettim, onları topladım. Bir de batıdan buldum. Eskişehir’den Emin Sazak sonra Menderes’le pazarlığa gittik (Yıl 1950 seçimlerinin olacağı zaman) Dedik ki köy enstitülerini kapatırsan şu gördüğün doğudaki tüm toprak ağaları ve batıdan Emin Sazak’ın oyları sana. Kapatmazsan oy yok ve Menderes’te 1950’de iktidara gelir gelmez köy enstitülerinin temelini sarsmaya başladı. ‘’ s.236 ‘’18.y.y.da Aydınlanma fikrini en sağlam şekilde temellerine oturtan filozof İmmanuel Kant’ı, Cumhuriyet döneminde Türkiye’de en iyi anlayanların başında gelmektedir.’’ s.185 (Hasan Âli Yücel hakkında) "Köy enstitüleri'nin bütün günahı omuzlarıma, sevabı başkalarına olsun o kurumların günahı bile bana yeter." (Hasan Âli Yücel)
Köy Enstitüleri Dosyası
Köy Enstitüleri Dosyası
Ahmet Özgür Türen
Ahmet Özgür Türen
Köy Enstitüleri Dosyası
Köy Enstitüleri DosyasıAhmet Özgür Türen · Destek Yayınları · 2018439 okunma
··
446 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.