Sanki elim kör düğüm, ellerinle sinemde
Kalbimin cidarına dokunan sen misin yâr
Halimi halı gibi serip gönül hanemde
Ömrümün tezgâhında dokunan sen misin yâr
Cemalin güneş gibi doğarken tan yerinden
Gölgelere saklanan, gözlerimin ferinden
Zülfünün tellerini perde yapıp derinden
Gözümün karasından sakınan sen misin yâr
Can özümden kabzetmiş aşkının iptilası
Yakar cehennem gibi sevdaların alâsı
Burnumda tütüyorken teninin rayihası
Menekşeler laleler takınan sen misin yâr
Lütfedip rüyalarda bir peri edasıyla
Yüreğimi titreten davetkar nidasıyla
Cezbinde harabeden ilahi hevasıyla
Yoluna feda gibi bakınan sen misin yâr
Kutsanmış bir gecede içtiğim meyler gibi
Şu akıl sandığımı başımdan eyler gibi
İçten içe sessizce ismini söyler gibi
Dilimde ayet diye okunan sen misin yâr...
Erol URAZ