DİPÇE :
Gerçeklik algısına her yönden meydan okuyan bir eser Vişnenin Cinsiyeti.
Zamanı, tarihi ve toplumsal cinsiyeti en katmanlı ve sorgulayıcı biçimde ele alması ve yeniden yapılandırması yönüyle de postmodern edebiyatın nitelikli bir örneğini teşkil etmekte.
Hikayenin iki ana anlatıcısı var:Jordan ve Köpekli Kadın.
Köpekli Kadın, Jordan'ı nehir kıyısında bulur ve kimsesiz bu çocuğa Jordan adını verir. Jordan Asya'da bir nehir ismidir ve akarsu akıp giden zamanı temsil eder. Jordan adı gibi, zamanın içinde akar, mekanlar arasında dolaşır.
Köpekli Kadın ise oldukça iri devasa çirkin bir görünüme sahiptir. Beğenilmemiş sevilmemiş bir kadındır. Bu yönüyle itilmiş bir kadın değil tam tersi kendisiyle barışık, çok güçlü, erişilmez kadın modelidir. Yazar kırılgan, zayıf güzel kadın algısını kırar onun yerine doğurgan olmamasına rağmen annelik duygusu yüksek bu kadını idealize eder.
Okur; Jordan ve Köpekli Kadın aracılığı ile 17.yüzyıl İngiltere'sinin tarihini gözlemler. Kral Charles bazı dini reformlar yapar. Bu durum Kalvinist olan Püritenler tarafından da şiddetle dinsizlik ve imansızlık kabul edilip ağır biçimde tenkit edilir. Ayrıca Tradescant adlı doğa bilimci de bu zamanda yaşamış ve kralın yanında yer almıştır. Tarihi iki gerçek karakteri kendi kurgusuna ustalıkla yediren yazar Londra yangınını, iç savaşı ve o dönemdeki belli olayları halktan biri olan Köpekli Kadın yani sıradan birinin gözüyle anlatır.
Jordan'ın gözüyle de kurgunun fantastik boyutunu yükseltir.
Jordan masal kentlerinde boy gösterir.
Fantastik kentler zamanın belirsizliğini vurgular. Aynı durum mekanlar için de geçerlidir. Yazar kuantum enerjisini öne çıkarır. Zaman algısının tamamen zihinde biçimlendiğini söylemek ister. Jordan'ın tüm gezileri kuantum enerjisi ile bütünlük kazanır. Bu şekilde geleneksel zaman ve mekan algısına başkaldırır.
Olaylar, dönüşümlü olarak bir Köpekli Kadın'ın, bir Jordan'ın zihninden aktarılır. Bu bölümler ananas ve muz ikonları ile gösterilir.
Tarihi olaylar, kurgusal olayların arasında harmanlanır. Yazar burada da edebi türlerin sınırlarını zorlar. Özellikle Grimm Kardeşler' in Prenses masalında öyle bükülmeler yapar ki on iki prenses Winterson'un kurgusunda feminist bir yapıya dönüşür.
Bu dönüşüm heteroist yapıya tavırdır. On iki prenses; erkek dünyasına karşı, evli ve mutsuz kadının, özgürlük seçimini desteklediği gibi Jordan'ın bu yolculukların bazılarında rahat dolaşmak için kadın kılığına girmesiyle geleneksel cinsiyet algısını bulanıklaştırır, heteroseksizmi irdeler.
Jordan kadın kılığına girince cinsiyetinin yükünden arındığını da hisseder.
Jordan'ın gezdiği mekanlara değinmek metni anlamak açısından önemlidir:
İlk önce "Sözcükler Kenti"ne gider. İnsanlar konuşmaları ile; bu kentin üstünde güneş ışınlarını engelleyen kalın bir bulut oluştururlar. Bu kentin “aşırı dilden” temizlenmesi gerekir. Bu bölüm konuşarak anlaşamayanlara, işe yaramayan lisana harika bir göndermedir.
İkinci fantastik mekan "Boşlukta Sallanan Kent"tir. Bu kentte insanların ayakları yere basmaz hep tavana doğru hareket halindedirler. Temelsiz oluş, göçebe ruh hali vurgulanır burada. Jordan burada Fortunata'sının da peşine düşer ve sonsuzluk içinde kendini arayış başlar.
Bir diğer mekan ise “üç kez üst üste aşk yüzünden telef” olan kenttir. Aşk da gerçeklik algısına başkaldırıdır. Nitekim bu kent, aşk için ve aşk ile bir daha kurulur.
Gezgin ruh Jordan'ın karşılığı İngiltere'den çıkmayan Köpekli Kadın'dır.
Fakat yüzyıllar sonra 20.yüzyılda ananas ve muz ikonlarını yarıya bölünmüş haliyle görürüz. İki anlatıcı daha eklenmiştir hikayeye. Nicolas Jordan ve Çevreci Kadın. Bu iki kişi asıl anlatıcılarımızın kopyaları yani paralel ruhlarıdır.
Zamanın ve mekanın katılığına bu karakterler aracılığı ile bir kez daha meydan okur Winterson.
Nicolas Jordan, nehrin kıyısında kamp yapan çevreci kadından aşırı etkilenir. Köpekli Kadın ve Fortunata'nın yarattığı etkinin bir benzeridir bu. Böylece tarih boyunca ataerkilin izlerini sarsar bu metin. Yönlendirici kadındır. Görünüşü ne olursa olsun.
Feminist özellikleri baskın bu anlatının önemli vurgusu ise İngiltere'ye sonradan getirilen ananas ve muz meyvelerine vişnenin aşılanmasıdır. Aşılama bir başka türü ortaya çıkaracaktır ve ortaya çıkacak tür ise dişidir.
Vişne, cinselliğin ve ırkların karışımları konusunda güçlü ve sanatsal bir imgedir.
Dolayısıyla Winterson okuru farklı bir evrenin varlığına ikna etmeye çalışır. Geleneksellikten arınmış kuantum bir evrendir burası.
Metnin çok güçlü olduğu, bilinçli bir şekilde kurgulandığı sugötürmez bir gerçek.
Birçok yerde haklılık payının olduğu da. Bununla birlikte; Winterson'un keskin bir bıçağın sırtında dolaştığını düşünerek, herkese hitap etmeyecek bir eser yazdığını belirtmek istiyorum.