"amansız bir ütopya üfleyen pencereler
lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi"
"ihanete uğramış bahar gibisin,
ihanet etmedim eylül,
gönlümün en vefasız yanılgısıydın"
"yüzyıllardır okunan sorular destanından
şimdi yeni bir sayfa açılıyor göklere"
"yatağından kopabilen
yorganını atabilen
dünyasını itebilen
benimle gelsin"
Bu dört alıntı benim kitapta fazlasıyla bağ kurduğum dizelerdıen oluşuyor. Sanırım daha anlaşılmaz bir şiir kitabı bekliyordum.O kadar güzel yanıldım ki çok sevinçliyim. Bu Nurullah Genç'in kalemiyle tanıştığım kitabından sonra yollarımızın ayrılması mümkün değil.Ne rüveyda'yı ne leyla'yı bırakamam.
"Seni yaşamadan ölmeyeceğim" diyerek umudu yükselten,
"Mutluluk ne zaman çıksa karşıma yalnızlık bir zindan gibi,çöker başıma"diyerek umudu çökerten,
"her hamlesi bir tabut şimdi bakışlarının yıkayıp kefenledin; mehtabına gömüldüm" dizeleriyle ölümün buz gibi sularına atan,
"çaresizlik hep sana özgü müdür sanırsın yalnız sen mi kararır,
küçülür aldanırsın beni de sömürüyor bu zalim vaveyla" diyerek kör kuyularda merdivensiz bırakan dizeleriyle beni kendine bağladı
Dilerim kalemiyle olduğu gibi kendisiyle de tanışmak nasip olur.
"şimdi bütün görüntüleri terkediyorum hakkınızı helâl edin
ben gidiyorum"