Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir ara iki ordu arasındaki dengesizliği gören Sultan Selâhaddin’in askerleri¸ çekingenlik göstermiş ve geri dönmek istemişlerdi. Selâhaddin ise ileri atılıp¸ şu müthiş sözlerle askerlerini toparlamaya¸ azim ve cesaretlerini bilemeye kâdir olmuştu: “Madem ki ölümden korkuyoruz; niçin evlerimizde oturup çoluk çocuğumuzla zevk ve sefa içinde yaşamıyoruz? Bizim vazifemiz düşmanın azlığını ve çokluğunu mukayese etmek değil¸ onun karşısına çıkmaktır!” Harp gecesinde ise¸ Allah’a şöyle derin bir yakarışta bulunmuştu: “Allah’ım¸ bilirsin ki ben bu harplere şöhret ve mevkî için atılmadım. Tek gayem¸ Senin ismini yüce tutmak ve yeryüzüne gerçek adaleti¸ ahlâk ve fazileti yaymak¸ insanları birbirine kardeş etmektir. Sadece sana güveniyoruz. İnancımızda en ufak bir sarsıntı olmadı ve olmayacak da. Bedir aslanlarına olan yardımını bizden de esirgeme!..” Neticede Richard’ın öncülüğünde sulh istemek zorunda kalan Haçlılar¸ 1 Eylül 1192’de imzalanan anlaşmayı müteakip çekilmişlerdi. Selâhaddin şahsında¸ Müslümanların üstünlüğünü Haçlılara bir defa daha tasdik ettirmiş; Kudüs ve Ortadoğu’daki İslâm varlığını söküp atmanın kolay olmadığını tekrar ispatlamıştı.
··
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.