Uzun bir aradan sonra tekrar bir kitaba dair görüşlerimi yazmak istiyorum. Çünkü bu kitap öylesine güzeldi ki yazmazsam içimde kalacaktı bundan eminim.
Bu bir inceleme niteliği taşır mı bilmiyorum, ama ben kitaba dair görüşlerimi yazacağım buraya..
Oscar Wilde'den okuduğum ilk eser oldu bu kitap.
Dorian Gray son derece yakışıklı bir genç adamdır. Arkadaşı ressam Basil Hallward, genç adamın güzelliğinden öylesine etkilenir ki bir portresini yapar. Ressamın evinde hedonist Lord Henry ile tanışan Dorian, bu yeni dostunun gençlik ve haz üzerine düşüncelerinden çok etkilenir; hayattaki en önemli şeyin güzellik olduğuna inanan genç adam, portresini kıskanmaya başlayınca, kendisinin yerine portresinin yaşlanmasını diler.
Kitap boyunca bu genç adamın dileğinin kabul olduğunu görüyoruz, fakat kitabın sonlarına doğru genç adam bu dileğinden pişman olur ve yaşadıkları ona çok ağır gelmeye başlar. Yaptığı her kötülük yüzünden portre gün geçtikçe çirkinleşiyor ve bu adamı daha da mutsuz ediyordu. Deyim yerindeyse portrenin bu değişimi adamın ruhunu yansıtıyordu.
Daha fazla spoi vermek veya kitabın sonunu söylemek istemiyorum :)
Diyeceğim tek şey şu ki kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında. Keyifli okumalar dilerim, kitapla kalın..