Amin Maalouf en sevdiğim yazarlardan biridir. Ne yazsa okurum fakat bu kitap tarihi romanlarına hiç benzemiyor. Doğu'daki sıradan insanların hikayesiyle alakası yok. Yani yazar bu kitapla klasik tarzının dışına çıkmış. Bilim kurgu ve distopya karışımı tarzını sevmedim. Güney'deki insanların kız çocuk yerine oğlan çocuk doğurma isteği ve bunu bir nevi koca karı ilacı diye tabir ettiğimiz bir yöntemle yapmaya çalışan sistemi anlatıyor. Böcekbilimci bokböceğinin mucizesini Güney'deki insanların deneyimi ile öğreniyor. Başlarda bu yönteme anlam veremiyor ve detaylı araştırma için kendisiyle röportaj yapan gazeteci kadına aşık olup ondan bir kız bebek yapıyor ve ismini Beatrice koyuyor. İşte olaylar kızının doğumundan sonra başlıyor. Kısa süre sonra Güney'de çıkan olaylar tüm dünyayı etkisi altına alıyor ve yeni doğan kız çocukları üremeyi devam ettirmek için toplanmaya ve satılmaya başlıyor. Kuzey'dekiler Güney'deki olaylardan ekonomik ve sosyolojik olarak etkileniyor. Bilim kurgu ve distopik bir karışımla anlatılan olaylar ucundanda olsa Margaret Atwood'un Damızlık Kızın Öyküsü kitabını hatırlattı bana. Yine de yazarın dilini ve anlatımını çok seviyorum.

Beatrice'ten Sonra Birinci YüzyılAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20191,663 okunma

·

231 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.