Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Vicdan duygusu doğuştan gelen bir duygu mu sonradan öğrenilen bir duygu mu?
··
2.194 görüntüleme
Mustafa A. okurunun profil resmi
Freud vicdanın 4 yaşından itibaren öğrenilmeye başladığını söylüyor. Ben de katılıyorum bu görüşe. Çünkü çocuk her şeyi taklit ederek öğreniyor. Buna düşünce, merhamet, zalimlik gibi bir sürü şey de dahil. Mesela anne-baba bir sokak hayvanına üzülürse çocuk da bunun üzülmesi gerektiği bir şey olduğunu öğreniyor. Ebeveynini bir dilenciye para verirken görürse bunun iyilik olduğunu öğreniyor. Birinden kötülük görürse kötülüğü öğreniyor. Bazı toplumlara vicdansiz deriz. Mesela Ruslar. Bir milletin doğuştan vicdansız olması ne kadar doğru? Ruslar aile boyu bunu öğrendikleri için böyle oluyorlar.
M i r α y okurunun profil resmi
Çox məntiqli fikir yürütmüsünüz. Təşəkkürlər 👏🏼
4 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yahya Saygan okurunun profil resmi
Vicdanın anasır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan irade, zihin, his, latîfe-i Rabbaniye; herbirinin bir gayatü'l-gayatı var. İradenin ibadetullahtır. Zihnin marifetullahtır. Hissin muhabbetullahtır. Latîfenin müşahedetullahtır. Takva denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder.
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Açalım; Vicdanın anasır-ı erbaası: Anasır-ı erbaa, dört unsur demektir ki, mahlukatın yaratılmasında sebep olarak esas kabul edilir. Bunlar hava, toprak, ateş ve sudur. Üstadımız burada bir benzetme yaparak herhalde şu manayı kastetmiştir: Nasıl ki şu âlem dört ana unsur ve bu unsurların birleşmesinden meydana gelmiştir; aynen öyle de vicdanın da dört ana unsuru ve ruhun da dört havassı vardır. Bunlar irade, zihin, his ve latife-i Rabbaniyedir. Vicdanın ve ruhun hayatı ve devamı, ancak bu dört unsurun varlığı ve birleşmesiyle sağlanır. Vicdanı vicdan ve ruhu ruh yapan, bu dört unsurun vazifelerini görmesi ve gayelerini yerine getirmesidir. İradenin ibadetullahtır: İradenin gayetü-l gayatı ve vazifesi ibadettir. İbadet, Allah'ın emirlerini yapmak ve nehiylerinden sakınmaktır. İrade ise, bir şeydeki tercih kabiliyetidir. O halde, “iradenin gayetü-l gayatı ve vazifesi ibadettir.” sözünden murad şudur: İnsan kendisine verilen iradeyle Allah'ın “yap” dediğini yapmalı ve “yapma” dediğini yapmamalıdır. Yani irademize Cenab-ı Hakk'ın emir ve yasakları yön vermeli ve irademizi ibadeti tercihte kullanmalıyız. Zihnin, marifetullahtır: Marifetullah, Allah ile ilgili bilgi sahibi olmak demektir. Yani Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanımak ve bu isim ve sıfatların tecellisini âlem aynalarında seyredebilmektir. Zihinden maksat ise, esma-i ilahiyyeyi keşfedecek olan akıldır.Her bir varlık bir kitaptır. Akıl, o kitapta yazılmış olan esma-i ilahiyyeyi okumalıdır. Her bir mahlûk bir tezgâhtır. Akıl, o tezgâhta dokunan sıfat-ı subhaniyeyi keşfetmelidir. Her bir varlık bir aynadır. Akıl, o aynada tecelli edeni görmelidir. Hissin, muhabbetullahtır: Buradaki histen murad kalptir. Muhabbetullah, Allah'ı sevmek demektir. Kalbin vazifesi bu sevgiye mazhar ve mahal olmaktır. Zaten zihin vazifesini yaparak Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatlarını keşfettiğinde, ister istemez kalpte Allah sevgisi doğacaktır. Allah bilgisi, Allah sevgisinin tohumudur. Bir kalbe Allah bilgisi tohumu düşerse, o kalpte muhabbetullah ağacı biter. Kişi sevdiğini, tanıdığı ve bildiği nispette sever. Kişi Allah’ı ne kadar tanırsa, o nispette sever. Demek, ilk vazife zihnindir. Zihin Allah’ı tanımalı ve marifetullahta yükselmeli ki, kalp de vazifesini yapsın ve Allah sevgisinde ilerlesin. Lâtifenin, müşahadetullahtır: “Letaif” Arapça bir kelime olup, “latife” lafzının çoğuludur. İnsandaki latifeler hakkında ciltler dolusu kitaplar yazılmıştır. Kısaca şöyle diyebiliriz: İnsanoğlunun ruhunda manevi merkezler vardır ki, bunlar kalb, sır, vicdan, hafi ve ahfadır. İşte bunlar “letaif” olarak isimlendirilir. Bu latifelerin sultanı ise kalpteki bu latife-i Rabbaniye olan "sırr" dediğimiz latifedir. Çünkü Allah'ın manevi cemalinin müşahedesi bu latife vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Doğuştan insana verilen bu manevi cihazlar Vicdan Tezgahında bu dört unsur ile işlenirse Vicdan gelişir büyür ve İnsan Takva Ehli olma yoluna girer. Takva ise İnsana verilen sınırsız güçler- kuvveler; Kuvve-i Akliye ; Vasat Mertebesi Hikmet Kuvve- Gadabiye Vasat Mertebesi Şecaat Kuvve-i Şeheviye Vasat Mertebesi İffet Bu üç Kuvvenin İfrat, Tefrit ve Vasat mertebelerinden Vasat mertbesini insan gerçekleştirirse, Fatiha Suresi'nde ki Sırat-ı Müstakim'e girer ve Takva ehli olur. O cihetle Vicdansız insan İmansız insan demektir. Vicdan İmani göstergelerin en başında gelir. Vicdan, donanım olarak insana doğuştan verilir, İnsan bu donanıma tabiri caizse yazılım yüklerse Vicdanlı bir insan olur.
M i r α y okurunun profil resmi
Detaylı bilgilendirme için teşekkür ederiz 👏🏼
1 sonraki yanıtı göster
M i r α y okurunun profil resmi
Düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim ❤️
1kitapmavi okurunun profil resmi
Sizce içinde merhamet olan bir yürek ve gülüşünde samimiyet taşıyan bir yüzden daha güzeli var mıdır? Vicdan da bir bakıma iç sesimiz derim ben hep, lâkin herkes yüreğinde taşımıyor, maalesef. Görgü, ahlak ve edep olmalı bir insanda. Ahlak’ta aslında insanın kendi vicdanında biçimlenir, doğru yolu bulmak ve iyi insan olmak için hiçbir ahlak hocasına da ihtiyacınız yoktur. İç sesinizi dinleyin, o sizi doğru yere götürür ki.♡ Yani sonuç olarak, ister doğuştan gelsin ister sonradan öğrenilsin, insanın vicdanı dışında değil kendi içindedir.♡
M i r α y okurunun profil resmi
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim ✨️
1 sonraki yanıtı göster
Aysun Baysan okurunun profil resmi
Bence doğuştan gelir, büyüdüğü ortama, yaşam tarzına vs. ye göre zayıflar ya da güçlenir.
M i r α y okurunun profil resmi
Təşəkkür edirəm 🌹
Benim Kitaplarım okurunun profil resmi
Vicdan;İnsana doğuştan bahşedilmiş yaratıcının sesidir.Yansıması merhamettir.Kişinin mizacıdır.İyilik ve kötülük dediğimiz kavramlar ise toplumsaldır,öğrenilir.Kişinin yaşamsal koşulları ne kadar değişse de vicdanın değişimi kolay olmaz.Sokratesin Savunmasından günümüze değişen sosyolojiye rağmen vicdan hep özümüzde ona baktığımızda bizi titreten güçtür.
M i r α y okurunun profil resmi
Çox gözəl yazmısınız, təşəkkür edirəm 🌹
Robin Adal okurunun profil resmi
Doğuştan var ve doğduğumuz ortamda göre, ya zayıflar, cılız kalır, yada güçlenir.
Going Solo okurunun profil resmi
Vicdanî olarak adlandırdığımız davranışı özgürce seçemiyor isek doğuştan ya da sonradan öğrenilmiş bir farkı olmuyor doğrusu… Üzerimizde baskı kuran ve bize istediğini zorla yaptıran vicdanî hareketi değerli bulmuyorum. Kendimizi vicdanın bizden istediği şeyle uyumlamalıyız, eğer yapamıyorsak da vicdanımızın bizden istediği şeyi yapmamalıyız bence. Tabii hesap yapmak da önemli; vicdanımızın sesine hayır diyeceksek, hangi durumda sonuçları ne olur hesaplamalı ona göre bir karar vermeliyiz. Diye düşündüm, düşünüyorum ben de… .
M i r α y okurunun profil resmi
Dəyərli düşüncənizi paylaşdığınız üçün təşəkkürlər 🙂
12 sonraki yanıtı göster
Hür Kul okurunun profil resmi
"Vicdan; Cenâb-ı Hakk'ın kalbimizdeki sesidir." Doğuştan gelir ve bu sese kulak verip ona uygun yaşayıp yaşamamak insanın iradesine bırakılmıştır...
M i r α y okurunun profil resmi
Təşəkkür edirəm ❤️
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.