“Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.”
Yazarın önsözünde belirttiği, bir ziyaretçisinin “Lütfen bizler için de yazın” ricasının üzerine ortaya çıkan bu eser, adından da anlaşılacağı üzere ziyaretçisinin isteği yerine getirilmiş olup insanlığa yazılmış ve insanı, insan yapan unsurlara değinilmiştir. Bu eserde insan olmak, içinde barındırdığı her bir durumu ile ele alınmış, bunların üzerinde incelikle durulmuş ve bizleri insan kılan faktörler birbirleriyle çok güzel bir şekilde bağlanmıştır. Neticede insan, bütün karmaşası ve kendi içinde ahenksiz olmasıyla birlikte dışarıda yekpare halinde olup dünyaya karşı bir bütün durumundadır. Yazarımız ise insanın, var olduğu günden bu yana çözmeye çalıştığı bulmacasını, kendisini meydana getiren komplekslerini gözler önüne sermiş olup bizlerin kendimizi anlamlandırmasını sağlamıştır. Geçtan, bunu sağlarken yapımızın ahenksizliğini bir uyum içinde anlatmış, bireyin dışarıda olduğu gibi aslında içinde de bütün olduğunu göstermiş ve buna insan olmak adını vermiştir.
İnsan olmak neyden bahsediyor?
Yazarımız; birey ve toplum, insanlardan korkmak, sorumluluktan kaçış, yalnızlık ve kendini yaşamak gibi konuları ele almış bireyin varlığını meydana getiren durumları incelikle işlemiştir. İnsanın tek başına fiziksel bir varlık olup aynı zamanda toplumla da bir bütün halinde hareket etmesini, bireyin içinde doğduğu ailenin davranışını; tüm dünya ile eşleştirmesini ve her birimizin içerisinde yer alan korku ve kaygımızın kökenini gözler önüne sermiştir. Engin Geçtan, insanı oluşturan her bir yapıyı titizlikle incelemiş ve kendi içimizde parçacıklara ayrılmış halimizin her birine değinmiştir. Nasıl ki bir bilim adamı canlıyı oluşturan maddeleri açıklıyorsa, Geçtan da bizi diğer canlılardan ayıran, insan yapan duygularımızı ve davranışlarımızı bizlere göstermiştir.
Yazar, bu eseri oluştururken insanın içerisinde bulunduğu durumları sırasıyla incelemiş böylece bizlerin kendimiz hakkındaki anlam veremiyor oluşumuza son vermiştir. Ana-Baba ve Çocuk başlığında ele aldığı bireyin dünya ile tanışmasında ona öncülük eden ebeveynlerin, rollerine uygun tutumlar sergilemesinin öneminden bahsetmiş ve yerine getirilmeyen ya da dengesiz bir biçimde sergilenen davranışların çocuğun hayatının ilk yıllarını etkilemekle kalmayıp onun ilerleyen yaşantısına tezahür edeceğini diğer tüm başlıklarında sergilemiştir. Yazarımız sadece bireyin ömründe ortaya çıkan durumları anlatmakla kalmamış, onun hayatında türeyen sorunlara karşı ancak ve ancak sorumluluk alarak baş edebileceğini de bizlere belirtmiştir. Böylece Geçtan, okuyucusuna adeta rehberlik yapmıştır.
Okuyucusuna neler katıyor?
Eser, okuyucusuna bambaşka bir insan olacağını veya hayatının değişeceğini vaad etmiyor ve bununla birlikte böyle bir beklentiye sahip olmamasını da önsözünde şu şekilde belirtiyor: “Bu kitap, öncelikle insanın kendisindeki ve çevresindeki bilinmeyenlerinin sayısını azaltmayı amaçlamaktadır.” Peki bilinmeyenin sayısını en aza indirgemek birey için ne ifade ediyor buna değinelim. Kişi, bulunduğu dünyayı anlamlandıramadığında bunun sonucunu nasıl davranacağına ve ne şekilde hayatına devam edeceğine çözüm getirememekle ödüyor. Böylesi bir durumda insan, yaşantısını tam olarak gerçekleştirememekle kalıyor ve ilerleyen yaşamda bu durum bilinmeyen pişmanlık ya da genel bir öfke olarak hayata yansıyor. Bizler ise bireyin yaşantısındaki bilinmeyenlerin en aza indirgenmesinin önemiyle burada karşılaşıyor, bir kez daha anlamış oluyoruz. Yazarımız ise son derece ehemmiyetli olan bu hususta, bireyin çevresine; çevresine bakan kendisine anlam veremiyor, çözümleyemiyor olmasına yardım ediyor ve okuyucusunun bakışına mana katıyor. Haliyle görüşü anlam kazanan birey, bakarken eskisi gibi bakmakla kalmıyor bununla birlikte kendisinde olan durumlara müdahale etme, onları değiştirme dürtüsü uyanıyor. Kitabın okuyucuna katkısı ise burada başlıyor, kişi okuduğunun üzerine düşünüp onu özümsediğinde kendisinde yeni kapılar aralanmasına mahal veriyor. Geçtan adeta okuyucusuna ışık tutuyor, gördüğü ışığın peşinden gidip keşifler yapması ise okuyucuya kalıyor.
İnsan Olmak nasıl bir kitap?
İnsan Olmak, bizlere ayna tutan; içimizdeki soyut durumları aydınlatan bir eser diyebiliriz. Ele aldığı her bir başlıkta kişinin derinliklerini su yüzüne çıkartan ve bunu yaparken de oldukça akıcı, yalın ve anlaşılır bir şekilde anlatan bir kitap. Eser, herkes tarafından kolayca anlaşılabilir formatta yazılmış olmasıyla okuyucu kendisini daha yakın hissedebiliyor ve böylelikle yazarla bağ kurabiliyor. Bu bağlamda İnsan Olmak, günümüzde birçok psikoloji kitaplarının aksine, kapağını açan kişiye kendisini apaçık bir şekilde sunuyor ve ona el uzatıyor.
Keyifli okumalar.. 
İnsan Olmak 
Engin Geçtan
·
2.119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.