Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'de görev yapan Alman Subayı Liman Won Sanders'in gördüğü manzara ise, daha nefes kesiciymiş. Yaşadıklarını kendi dilinden dinliyoruz: Çok dehşetli bir saldırı karşısında Karaya çıkan İngiliz askerlerini gemiden top atışları ve makineli tüfekler destekliyordu. Bulunduğumuz siperlerden değil çıkabilmek, kıpırdamak bile mümkün değildi. En küçük hareketimiz onlarca mermiyle karşılık buluyordu. Mevzilerden elini kaldıranın eli, miğferini kaldıranın miğferi parçalanıyordu. Böyle bir sağanak altında çaresizlik içinde beklemekten başka bir şey yapamıyorduk. Bu şekilde ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Birden, bulunduğum yerin on beş metre kadar ilerisinde bir patlama meydana geldi. Sesle birlikte Türk askeri siperden kalktı, düşmana doğru koşmaya başladı. İçlerinden birisi, hem koşuyor, hem kollarını sağa sola sallıyor, hem de sesi çıktığı kadar bağırıyordu. Yanımda bulunan tercüman subaya dedim ki: Şu koşan asker ne diyor? Komutanım! "Yetiş ya Muhammed! Kitabın elden gidiyor!" diye bağırıyor. Böyle bir manzarayı tarih görmemiştir. Asker, sanki ölümü arzuluyormuş gibi mermilerin üzerine doğru koşuyordu. Onu gören diğer askerler de siperlerinden hareketlendi ve hücuma kalktılar. O anda çok çetin bir savaş başladı. Kısa zaman sonra, karaya çıkan İngiliz birliğinden geriye, yerde yatan cesetlerinden başka bir şey kalmamıştı. Çanakkale Savaşı'nı, Türk milletine işte böyle bir iman gücü kazandırmıştı.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.