Kendimce bir inceleme~ Bu kitap George Orwell'in deneme türünde yazdığı bir eser ve yedi bölümden oluşuyor. İlk bölümde kitabın adından da anlayacağımız üzere yazar sigara alabilen halkın kitaplar pahalı alamıyorum bahanesine istinaden bir envanter çıkarıyor ortaya. Ve sonuçta artan enflasyona rağmen kitap satın almanın kullanılan tütün ve alkol miktarını aşamayacağına dikkat çekiyor. Fakat kime neyi anlatabilir ki :) İkinci bölümde sahafta çalıştığı dönemdeki gözlemlerinden bahsediyor.Şu cümleler beni hem şaşırtmış hem de etkilemişti: "Sahafta çalışırken -sahafta çalışmıyorsanız bu mekanı kafanızda çekici yaşlı beyefendilerin uçsuz bucaksız deri ciltli kitap sayfalarının arasında gezindiği bir tür cennet olarak canlandırmanız ne kadar da kolay- beni en çok etkileyen şey gerçek kitapsever lerin az bulunurluğu olmuştu. Dükkanımızın olağanüstü ilginç bir kitap stoku vardı, ancak müşterilerimizin yüzde onunun bile iyi kitabı kötü kitaptan ayırt edebildiğinden şüpheliyim. İlk baskı züppeleri, edebiyat sevdalılarından daha fazlaydı ama ucuz ders kitapları için pazarlık yapan doğulu öğrenciler onlardan da çok tu; yine de en çok yeğenleri için doğum günü hediyesi arayan kafası karışık kadınlar geliyordu." Üçüncü bölümde kitap eleştirmenliğinden bahsediyor. Kendisi de bir dönem eleştirmenlik yapmış olan yazar kitap eleştirmenliğinin iyi ve kötü yönleriyle değerlendiriyor. Dördüncü bölüm en sevdiğim bölümdü galiba Benim için öğretici ve dikkat çekiciydi .Çünkü o dönem hakkında birçok bilgiye maruz kalıyorsunuz .Yazının korunmasından bahsediyordu yazar. Nasıl korunacaktı peki düz yazı özgür fikir ortamı oluşamazken? Yazara göre entelektüel fikir iki yönden baskı altındaydı ve onu şu cümlelerle ifade ediyordu : "Çağımızda entelektüel özgürlük fikri zaten iki yönden tehdit altında. Bir yanda teorideki düşmanları olan totalitarizm savunucuları; diğer yanda daha birincil, pratik düşmanları olan tekeller ve bürokrasi." Yazara göre totalitar bir ortamda düz yazı yazarının suskunluk veya ölümden başka şansı yoktu ve bu görüşü benimseyen yazarlarda elbette hakikatın tahrif edilmesine göz yumarak kendini yok edecekti . Yazar bu kısımda Hitler gibi totaliter rejimle yönetilen ülkelerdeki yazı yazma ortamının vehametine de dem vuruyordu. Beşinci bölümde ülkesinin savaş dönemi yazarın çocukluk yıllarına denk gelmesinden ötürü savaşın vehametini tam olarak anlayamadığı ve savaşı destekleyip desteklememesi konusunda kafa karışıklığı yaşadığı bir dönemde olduğundan bahsediyordu. Altıncı bölüm yazarın yetişkin olduğu bir dönemde geçirdiği zatürre sonucu X hastanesinde kaldığı dönemde yaşadığı korkunç günlerini anlatıyordu bizlere .Pislik kokan ,hastalara insan muamelesi edilmeyen, birçok çeşit hastalığa sahip bir dolu insanla boğuk ,kokuşmuş bir odada kaldığı dönemi anlatıyor .Hastaların ortak özelliği yoksul olmalarıydı ve onlar tıp öğrencileri için sadece bir numara ve dersten ibaretti... Ne Günlerdi ! İsimli son bölümümüz kitabın en trajik bölümüydü benim gözümde. Bu bölümde yazarın çocukluk yıllarında başladığı özel okul olan St Cyprian' sda belkide hayatı boyunca onda izler bırakacak çocukluk tramvalarına tanık oluyoruz. Savaş öncesi yaşadığı toplumun durumunu da gözler önüne seriyor bir yandan. Kitap yazarın hayatından çok fazla izler taşıyor ve bu da kitabı daha etkileyici kılıyor. Ben çok sevdim .Okunması kesinlikle katkı sağlayacaktır.

Kitaplar ve SigaralarGeorge Orwell · Sel Yayıncılık · 20133,273 okunma

··

124 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.