Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Araştırma-İnceleme

Profil
272 syf.
·
Puan vermedi
Reşad Ekrem Koçu, tarihi sevenlerin kesinlikle okuması gereken bir araştırmacıdır. Zira Koçu, tek başına 11 ciltlik bir ansiklopedi kaleme almış bir isimdir. Ekrem Bey’in olayları ele alış şekli çok etkileyicidir; hatta tarih sevmeyen bir insan bile onun eserlerini okuyarak tarihçi olmak isteyebilir. Yazıları dikkatle okunmalı, not almadan geçilmemelidir. Yazarımızı haklı bir övgü ve rahmetle anarak kitabından küçük sahneler paylaşabiliriz. Topkapı Sarayı, tarih içerisinde pek çok heyecanlı vakaya ev sahipliği yapmış, bu nedenle de oldukça ilgi çeken bir yerdir. Koçu, kitabında sizi bu sarayda bir tura çıkarır ve olayları eksiksiz bir şekilde ele alma gayreti içerisindedir. Bu tur sırasında, yazarımız Cellat Çeşmesi'nden bahseder; burası idam emri sonrasında cellatların kanlı kılıçlarını yıkadıkları yerdir korkarak okursunuz. Alay Köşkü kısmında ise Vakay-i Vakvakiye'ye de yer vermeyi ihmal etmez, tabi bu bölümde Alemdar Mustafa paşanın yer aldığı satırları okurken onun kadar cesaretli olup olamayacağını sorgulatır insana. Cevri Kalfa'nın cellatlara kül attığı anda, eliniz merdivende Cevri hanımın eliyle birlikte yanar, cesaretine hayran kalırsınız.. Tabi Osmanlı tarihine damga vuran Kösem Sultan'ın ölümünü anlatılırken, siz de bir parça ölürsünüz. Anlayacağınız üzere, size sadece bilgi aktarmakla kalmaz, sarayın odalarında gezerken bulursunuz kendinizi. Kısacası azizim Reşad Ekrem Koçu'yu tanımayan çok şey kaybeder.
Topkapı Sarayı
Topkapı SarayıReşad Ekrem Koçu · Doğan Kitap · 2015109 okunma
Amerikan medyasındaki risk ha­berleri üzerine yapılan bir çalışma, nükleer enerjiyle ilgili 1960 yı­lındaki haberlerin çoğunun "bu enerjinin nelere mal olacağını değil yararlarını vurguladığını; 1984'e gelindiğinde ise bu oranların ter­sine döndüğünü" ortaya koyuyor. Çalışma ayrıca kürtaj haberleri­nin çerçevesindeki dramatik değişime de işaret ediyor; 1960'da ya­sadışı kürtajların kadınlar için yarattığı riskler vurgulanırken, 1984'te yasal kürtajların cenin için yarattığı tehlikelere yoğunlaşı­lıyordu Görüldüğü gibi medyanın ve diğer kurumların neyin risk olduğunu seçici bir biçimde belirlemesi, risk bilincinin gerisinde bir toplumsal dinamik bulunduğunu gösteriyor.
Reklam
Korku içindeki bir toplum, riskin kendisini ortadan kaldıramasa bile, riskli sandığı her davranışı mahkum eder.
“Basında yer alan, hükûmet yetkililerinin demeçleri de insanı çileden çıkaracak cinsten olan demeçlerdir ve her zamanki gibi aldatmacadan başka bir şey değildir. Her zamanki gibi koltuğundan olma kaygısıyla halkın gözünün içine baka baka yalanlar sıralandı. Terörist Apo’yu ateşkes kararından sonra ‘Bay Öcalan’ diye telaffuz etmeye başlamadılar mı? Mademki PKK’nın ateşkesinin toparlanmak için bir taktik olarak ele alındığını biliyordular, neden bahar operasyonlarını durdurdular? Toparlanıp bir yol kesmeyle kırk insanı katletmelerine neden fırsat verildi? Mademki her şeyi biliyorlardı, yüz kişi sıkıştırıp on kişi öldürebilmek için kırk insanı yem olarak mı kullandılar? Yoksa oynamaya mecbur oldukları oyunda Apo ‘mızıkçılık’ mı yaptı? Bakın, Apo onlarla dalga geçercesine ‘İsterlerse ateşkes devam eder, hâlâ vakitleri var’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni ne hale soktuklarının farkında mıdırlar? Ben pek sanmıyorum.”
Doğan KitapKitabı okuyor
Ersever’in gazete ve ajanslara gönderdiği bildiri “Ben A. Cem Ersever, PKK’yla mücadelede atılan adımların yanlış olduğunu, mücadelenin ehil ellerce yürütülmesi gerektiğine, TC’nin PKK sorununa karşı bir stratejisinin olmadığına inandığımı ve 1992 yılında zevahiri kurtarmak gerekçesiyle bilgisizce yapılan Kuzey Irak harekâtının devleti bir açmaza soktuğunu, PKK’ya siyasî kazanımlar getireceğini, güçlenmesini sağlayacağını, siyasî işportacı Celal Talabanî isimli şahsın Türkiye’de sadece PKK’nın askerî gücünü ele geçirmek maksadıyla tezgâhlar peşinde olduğunu beyan ederek, 1993 yılı mart ayında kıdemli binbaşı rütbesinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Grup komutanlığı görevinden kendi isteğimle ve bazı arkadaşlarımla birlikte emekli oldum” diye uzun bir cümleyle başlıyor.
Doğan KitapKitabı okuyor
“PKK’nın ilan ettiği tek taraflı ateşkes kararından sonra Türkiye’de meydana gelen yumuşama ve siyasî çözüm arayışları ‘imha politikasını savunan bazı askerleri’ isyan ettirdi. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Grup başkanlığı görevinden istifa eden Kıdemli Binbaşı A. Cem Ersever, ‘Bu iş Girek Vadisi’nde (Hezil Çayı) başladı, orada bitirilecektir, dağda başladı dağda bitirilecektir’ dedi. PKK’nın tek yanlı ateşkes kararından sonra başta İçişleri Bakanı İsmet Sezgin olmak üzere bazı siyasîlerin PKK lideri Abdullah Öcalan’a ‘Bay Öcalan’ diye hitap etmeye başladığına dikkat çeken Ersever bu yaklaşımın PKK’ya karşı verilen mücadeleyi zarara uğrattığını söyledi. İstifasından sonra arkadaşlarıyla bir değerlendirme yapan ve görüşlerini açıklayan Ersever, PKK’ya karşı başlatılan operasyonların durdurulmasını eleştirdi.”
Doğan KitapKitabı okuyor
Reklam
“Ersever öldürüldükten sonra olaya geniş yer veren Yeni Hafta dergisi de Yazıcıoğlu ekibinin yayın organıydı. MHP’nin gazetesi Ortadoğu ise Ersever olayına hiç değinmemişti!..”
Doğan KitapKitabı okuyor
... Rosetolular kendilerini modern dünyanın baskılarından soyutlayan güçlü, koruyucu bir sosyal yapı yaratmıştı. Rosetolular geldikleri yer nedeniyle, dağlardaki küçücük kasabalarında kendileri için yarattıkları dünya nedeniyle sağlıklıydı.
Sayfa 14 - GİRİŞ - Roseto'nun Gizemi -2-Kitabı okuyor
pürdikkat çalışma meselesine ister nörobilimin, ister psikolojinin, isterse de idealar dünyasından seslenen felsefi perspektifinden yaklaşın, tüm bu disiplinlerin dönüp dolaşıp varacağı nokta, derinleşme ile anlam arasındaki bağlantı olacaktır. bir şekilde türümüz derine indikçe gelişen, yüzeyde kaldıkça yolunu şaşıran bir canlıya evrilmiş sanki. buna 'homo sapiens deepensis' adını verebiliriz.
180 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İnsanoğlundaki şiddetin nedenlerini incelerken bu nedenlerin içinde spesifik olarak ötekinin yabancılığı, ayrıca kişinin sosyal ve kültürel olarak yalıtılmış bir yapısının olması gösteriliyor. Ayrıca şiddetin bir diğer nedenleri arasında sevgisizlik, öz olumlama eksikliği gibi şeyler de görülüyor. Üstelik yıkıcı ve aşırı düzeylerde görülen sistematik işkencelerin sebebinin otoriteye itaat ederek kişinin sorgulama yetisinin yok olarak yapıldığını söylüyor yazar bize, ben tabi bu kısımdan o kadar da çok tatmin olmadım. Bunun başkaca bir sebebi olabilir. Lakin öğrenmek için bu alanda daha çok araştırmaya ihtiyacımız var.
İnsan Yıkıcılığı
İnsan YıkıcılığıAnthony Storr · Alfa Kitap · 202235 okunma
Reklam
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Belli bir kesime hitap eden kitaptır. Örgütsel psikoloji, yönetim birimleri, ekonomi, istatistik, bilimsel araştırma yöntemleri, risk uzmanları gibi belli konularda ya çalışan, ya da altyapı bilgisine sahip olmanız gerekli. Genel okura hitap etmeyen, bol bol teknik analiz içeren şaheser.
Gürültü
GürültüDaniel Kahneman · Pegasus Yayınları · 20234 okunma
Gündelik konuşmada bilgiyi, doğası gereği bilinçli bir özne tarafından yorumlanan ve anlamlı bir içeriği olan bir şey gibi düşünme eğilimindeyiz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.