Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özgün

Özgün
@Ozqun
Sıkı Okur
Adalet Bakanlığı Personeli
Ereğli
17 Şubat
877 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
180 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İnsanoğlundaki şiddetin nedenlerini incelerken bu nedenlerin içinde spesifik olarak ötekinin yabancılığı, ayrıca kişinin sosyal ve kültürel olarak yalıtılmış bir yapısının olması gösteriliyor. Ayrıca şiddetin bir diğer nedenleri arasında sevgisizlik, öz olumlama eksikliği gibi şeyler de görülüyor. Üstelik yıkıcı ve aşırı düzeylerde görülen sistematik işkencelerin sebebinin otoriteye itaat ederek kişinin sorgulama yetisinin yok olarak yapıldığını söylüyor yazar bize, ben tabi bu kısımdan o kadar da çok tatmin olmadım. Bunun başkaca bir sebebi olabilir. Lakin öğrenmek için bu alanda daha çok araştırmaya ihtiyacımız var.
İnsan Yıkıcılığı
İnsan YıkıcılığıAnthony Storr · Alfa Kitap · 202235 okunma
Reklam
180 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İnsan Yıkıcılığı
İnsan YıkıcılığıAnthony Storr
7.7/10 · 35 okunma
Çok sayıda ateşli militan gerçeğe sadece onların ulaşabileceğine, diğerlerininse kâfir olduğuna ikna edildiği sürece söz konusu tehdidin altındayız demektir. Lord Acton'ın iktidarla alakalı ünlü ifadesi başka bir tehlike için kullanılabilir. Dogmanın yozlaşma eğilimi vardır, su katılmamış dogma ise kesinlikle yozlaşır.
Sayfa 175Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çare Anarşizm
Eskimo kültürünün ayırt edici özelliği, sosyal ve ekonomik anarşidir. Toplumda lider, şef ya da patron yoktur ve hiçbir Eskimo bir başka Eskimo için çalışmaz, ama birçok Eskimo genelde birlikte çalışır. Egemen hiyerarşiler insan türünde doğuştan değildir, egemen davranış öğrenilir... Eskimolar beş bin yıldan uzun süredir Karl Marx'ın prensiplerini uygulamış ve bu zaman zarfında herhangi bir tür egemen hiyerarşiye başvurmadan, alışılmamış bir biçimde varlığı sürdürülebilir ve istikrarlı bir kültürü devam ettirmiştir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Eskimolarda
Bu toplumlarda bebekler sürekli kucakta taşınır, geceleri onlarla birlikte uyunur; duyusal iletişim yolu dokunmadır ki bebeğin uyarıcılığına (örneğin emme ve aranma refleksine) karşılık verilmesini kolaylaştırır, bebeğin ağlamasının önüne geçer, bebeğin plasentanın uzlaştırıcı fonksiyonları vasıtasıyla sürdürülen homeostazın yapıldığı yerde, rahim içindeyken alacağı keyfi almamaktan ötürü hissedeceği hüsranı engeller."
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Eşitsizliği azaltacak, yoksulluğu hafifletecek ve insanlara sosyal bakımdan saygın işler temin edecek, dolayısıyla insanların özgüvenini yükseltecek her türlü önlem, muhtemelen şiddetin seviyesini de azaltacaktır. Sert cezalar, ayrıntılarıyla açıkladığımız nedenlerden ötürü, büyük ölçüde etkisizdir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Devrimi değil, aşama aşama reformu hedeflememiz gerektiğini talep eden Karl Popper'a katılıyorum. Devrimler büyük ihtimalle yerini aldıkları eski rejim gibi hoşgörüden uzak ve otoriter yeni bir rejimle sonuçlanacak, tek taraflı olaylardır. 1917 Rus Devriminden sonra olan şey buydu. Ancak sosyal sorunlara tek bir çözümün olduğuna ya da her zaman haklı tek bir kişinin olduğuna dair kavramı terk ettikten sonra gerçek ilerlemeye imkân veren türden hayati bir tartışmayı yürütebiliriz.
Sayfa 160Kitabı okudu
Tamamen haklı olmak demek, farklı düşünenlerin tamamen haksız olmaları demektir. Tamamen haksız olanlar, elbette toplum için tehlikelidir ve dizginlenmeli ya da bertaraf edilmelidir. İşkence odası ya da gaz odasına giden yolun başlangıcı budur.
Sayfa 160Kitabı okudu
Benim dogmam tüm dogmaların şüpheli olduğudur; ve bana dünyaya en büyük zarar, kendilerini dogmatik açıdan kesin olarak haklı görenler tarafından veriliyor gibime geliyor.
Sayfa 160Kitabı okudu
Ortada tek amacı gerçeğe ulaşmak olan bir siyasi sistem, dini inanç, psikanalistik yöntem, bilimsel tavır veya felsefi bir bakış açısı olduğuna inanmıyorum.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
İnsan karşı konulamaz bir biçimde mantığın terk ettiği fantezilere kaptırır kendini. Son derece karmaşık bir evrende sadeliğin, siyah ve beyaz olarak bölünmüş bir dünyanın özlemini duyarız. Çok miktarda hayali kurgunun cazibesi, Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi'nden bilim kurgu çizgi romanlarına kadar, işte bu vizyona bağlıdır. Maskelenmiş, rafine edilmiş ve her türlü kıyafete bürünmüş kıyamet fantezileri kahramanlar, kötü adamlar ve benzerleriyle ilgili birçok romanın temelidir. Aklı başında Freud bile hayatın Eros ve Ölüm arasında, "devlerin savaşı" adını verdiği bir mücadele olduğu sonucuna varmıştı.
Sayfa 156Kitabı okudu
Bir insanı baştan aşağı kötü, sihirli güçlere sahipmiş ve bunları başkalarına zarar vermek için kullanıyormuş gibi, hem aşağılık hem de tehlikeli görebilmek başka canlı türlerinde olmayan bir hayal gücü kapasitesi gerektirir. Başka bir kitapta insanın hayal gücü kapasitesinin biyolojik olarak uyarlanabilir olduğunu ileri sürmüştüm. Hayvanlara karşı üstünlüğümüz ve çevreye sağladığımız kısmi hâkimiyet, doğuştan gelen ve bizi daha iyi bir şey icat etmeye zorlayan bir hoşnutsuzluğa bağlıdır. Ve hayal gücünün sınırı yoktur. İnsanın hem sanatta hem de bilimde elde ettiği en büyük başarılar onun hayal gücüne bağlıdır.
Sayfa 155Kitabı okudu
İnsanlar yabancı olarak algılandıkça, onlara şiddet uygulamak veya onları katletmek o kadar kolaylaşıyordu. Potansiyel olarak engelleyici çaresizlik etkisi, kurban, insanlıkdışı görüldüğünde kolayca bastırılır. Toplama kamplarında mahkûmların üstünde doğru dürüst giysi yoktu, yetersiz beslenip ağır işlerde çalışmaya zorlanıyorlardı. Temiz kalmak imkânsızdı, birçok mahkûm kısa süre sonra kişisel temizliğine dikkat etmez hale geldi. Dizanteri yaygındı, tuvaletler yetersizdi ve felaket durumdaydı, çalışma saatleri içinde helâyı kullanmaya genellikle izin verilmiyordu. Mahkûmlar sık sık kendi dışkılarıyla kaplıydı, korkuluk gibi görünmenin yanı sıra iğrenç de kokuyorlardı. Treblinka'nın komutanı Franz Stangel'e mahkûmların her halükârda öldürülecekken, neden böyle bir aşağılanmaya maruz bırakıldığı sorulduğunda, "Politikaları uygulamak zorunda olanlara, koşulları uygun hale getirmek için... Yaptıkları şeyi onlar açısında mümkün kılabilmek için" diye cevap verdi.
Sayfa 155Kitabı okudu
Ortak bir düşman tanımlamak kadar, bölünmüş bir toplumu bir araya getiren bir başka şey yoktur. Aksi durumda birbirlerinin boğazına sarılacak vatandaşlar, propagandanın kendilerini ortak bir tehditle yüz yüze olduklarına ikna etmeleri durumunda, birbirine kenetlenirler.
Sayfa 143Kitabı okudu
Tüm toplumlar çoğunluğun düşmanı olarak tanımlanmış azınlık gruplarıyla alakalı en saçma iftiraları kabullenmeye pek de zorlukla karşılaşılmadan ikna edilmiştir. Bu tür suçlamalar psikozlu süjelerde görülen paranoyak sanrılarla kıyaslanabilecek, gerçekte onlara eşdeğer özel bir tür fanteziden kaynaklanır.
Sayfa 141Kitabı okudu
6,6bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.