Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Araştırma-İnceleme

Profil
Türkiye
Uzaydan Hollanda'ya bir ziyaretçi gelseydi ,o uzaylı ,"Ne kadar şanssız bir ülke burası ! Olumsuzluklardan başka hiçbir şeyi yok !"derdi .
Sayfa 541Kitabı okudu
1930 yazında ,yani Hitler 'in Almanya'da iktidarı ele geçirmesinden iki yıl önce ,"Azrail koltuğunda "(yani sağ ön koltuğunda)oturduğu bir otomobil kocaman bir treylerle çarpıştı.Treyler Hitler 'in otomobilini çiğneyip ezmemek için tam zamanında fren yaptı .Nazi politikasını Hitler'in ruh hastalığının derecesi belirlediğine göre ,kamyonun sürücüsü bir saniye sonra fren yapmış olsaydı İkinci Dünya Savasi bambaşka bir şekil alırdı .
Sayfa 532Kitabı okudu
Reklam
Hitler konferans masasının altına yerleştirilen bir evrak çantasının içindeki saatli bir bombayla yaralanmıştı;çanta onun oturduğu sandalyenin biraz daha yakınına konmuş olsaydı ölebilirdi.Hitler gerçekten de ölmüş olsaydı ve İkinci Dünya Savaşı o zaman sona erseydi Doğu Avrupa 'nın bugünkü haritası ve Soğuk Savaş'ın seyri farklı olabilirdi.
Sayfa 531Kitabı okudu
. Zenginliğini yitirmiş bir gezegeni yadırgamayacak hâle geldik. .
Bilim geleneğini kısmen kurtaran Müslüman toplumların Yunan geleneğinin bazı kısımlarını kendi kültürlerine monte etmeleri olmuştur. Ne yazık ki bu da 11. yüzyıldan itibaren doğudan gelen Moğol-Türk akımları ve Müslüman toplum içinde gelişen Aşari görüşleri nedeniyle boğularak kaybolmuştur.
Sayfa 35 - İnkılab KitabeviKitabı okudu
"Bilgi, herhangi bir nesne ve/veya sürecin gözlemcinin ilgisini çeken özellikleri arasında ulaşılabilir olanlardan kodlanabilenlerin tamamıdır." Bu tanıma açıklayıcı bir örnek vermek gerekirse, büyük Alman astronomu Johannes Kepler (1571-1630), gezegenlerin yörüngelerinin elips şeklinde olduğunu keşfetmesine rağmen, bir gezegenin herhangi bir noktadaki ivmesini hesaplayacak (yani o bilgiyi kodlayacak) matematiğe sahip olmadığı için kütle çekimi kanununu geliştirememiştir. Bunu diferansiyel ve entegral hesabı icat eden Newton başarmıştır.
Sayfa 20 - İnkılab KitabeviKitabı okudu
Reklam
Bugün korkunç bir olaya şahitlik etmekteyiz: tarih öncesi vahşilik ahlakının egemen olduğu muhteşem bir bilimsel uygarlık. Bunu mümkün kılan olay, bölümlere ayrılmış akılların bölünmüş psiko epistemolojisidir. Bunun en iyi örneği de insan irrasyonelliğine karşı korunmayı ümit ederek ve fikir meydanlarını akıl düşmanlarına bırakarak fiziksel bilimlere (veya teknolojiye, sanayiye, ticarete) kaçmış insanlardır.
Sayfa 81 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Kendi gelişimini durdurmuş, algısal zihniyete sahip insanlar realiteye karşı kabile liderliği ve "koruması" olmadıkça hayatta kalamaz. Kendini feda etme doktrini onları rahatsız etmez: Onlar hiçbir kendilik hissine veya kişisel anlamda değerli olma hissine sahip değildir. Kendilerinden feda etmeleri istenen şeyin ne olduğunu bilmezler. Entelektüel dürüstlük, doğruyu sevmek, kişisel olarak tercih edilmiş değerler veya bir fikre tutkulu şekilde kendini adama gibi şeyler hakkında hiçbir şekilde birinci elden bilgiye sahip değillerdir.
Sayfa 81 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Amoralist, öznel değerlere sahip değildir; o aslında hiçbir değere sahip değildir. Tüm fikirlerindeki bariz eğilim şudur: "Bu iyidir çünkü ben onu seviyorum", "Bu iyidir çünkü onu ben yaptım", "Bu doğrudur çünkü ben onun doğru olmasını istiyorum." Bu ifadelerdeki "ben" nedir? Kronik endişenin yönlendirildiği bir hantallık.
Sayfa 77 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Algısal bir zihniyet insana hayatta kalma yolu sağlayamayacağından, kendi hileleriyle baş başa bırakılan böyle bir kişi bir tür entelektüel serseri olur, başkalarından fikirler duyan veya alan bir kişi olarak eklektik bir ikinci elçi gibi avare dolaşır, fikir kırıntılarını rastgele kapar, bunları kaprise çevirir. Davranışında tek bir sabit şey vardır, hangi tür olursa olsun insanların arasına karışma ve onları manipülasyon ihtiyacı nedeniyle gruptan gruba sürüklenme.
Sayfa 75 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başlangıçta bir üstünlükten yoksun toplumlar ya bu üstünlüğe sahip toplumlara bakarak o üstünlüğü kendileri de edinirler ya da (edinemezlerse)yerlerini öteki toplumlara bırakırlar .
Sayfa 515Kitabı okudu
. Küresel ekolojik çöküş nihayet yavaşladığında ve yeni bir denge oluştuğunda insanlık, dünyada var olacağı sürenin tamamı boyunca, kalıcı biçimde yoksullaşmış bir gezegende yaşamak zorunda kalabilir. .
. Bir şeylerin korkunç biçimde yanlış gittiğini anlamak için doğa bilimci olmak gerekmiyor. .
Avrupalılar tıpkı Amerika yerlileriyle karşılaştık ları zamanki gibi Afrika'ya girdiklerinde de üç üstünlüğü ellerinde bulunduruyorlardı:Silahlar ve başka teknolojiler,tabana yayılmış okuryazarlık,pahalı keşif ve istila programlarını sürdürebilmek için gerekli siyasal örgütlenme .
Sayfa 477Kitabı okudu
Niçin Afrika'nın Sahra altı bölgesinde Avrupalılar sömürge kurdular ?Bunun tersinin olmamış olması özellikle şaşırtıcı çünkü Afrika milyonlarca yıl ,belki de anatomik olarak çağdaş Homo Sapiens'in anayurdu olduğu gibi insanların evrimine de beşiklik etmiş tek yerdi .
Sayfa 477Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.