ÇirkinGerçeklerle OlmayacakDüşler ArasındaBocalayanlarİlk olarak 1983'te Arapça olarak yayınlanan kısa ve düşündürücü kitap, İbn Fattume olarak bilinen seyyahın günlüğünden oluşan ve Ortadoğu'da geçen mistik, hayatın sırlarını ve insan kalbinin gizemli labirentini keşfeden efsanevi, zamansız Ortadoğu'da geçen bir yol hikayesi...
Evlenmek üzere olduğu sevgilisini yitiren gencin teselliyi bilgelikte aramasını anlatır. Hem aşk acısını gidermek, hem de bilgiye ulaşmak için uzun bir seyahate çıkan ve Cebel “kusursuzluk ülkesi”ne varmaya çalışır. Ancak seyyahın oraya gitmek için beş farklı ülkeyi ziyaret eder. İnsanların çırıl çıplak dolaştığı ve Ay'a taptığı Maşrık; zalim krala Tanrı diye tapılan Hira; herkesin tam bir özgürlükten yararlandığı çok dinli Elba; devlet komünizminin egemen olduğu Eman ve Cebel'den önceki insansız durak Gurub...
Bana öyle cömertçe anlattı ki, hayalimde birbiriyle atışan Müslüman ülkelerinde yaşadım; vatanım bana yıldızlarla dolu gökyüzünde parlak yıldız gibi göründü, denilse de,
"Cebel ülkesinin önemi nedir?"
İbn Fattume'nin Seyahatini Şöyle dedi, uzun uzun soluyarak:
"Hakkında çok şey duyarsın, sanki bir mucize ülkedir, ülkelerin mucizesi, adeta kusursuzluğun ta kendisidir, başkalarıyla kıyaslanamayacak bir mükemmelliktir." "Kuşkusuz, seyyahların çoğu orası hakkında yazmışlardır. " Hüzünle cevap verdi: "Hayatımda ne o ülkeyi ziyaret eden birine rastladım, ne de hakkında kitap veya yazılı belge gördüm."
Çalışmak, vicdan, özgürlük, tapma, hayatın iyilikleri ve kötülükleri, tanrılaştirma ""İçimden dedim ki, 'Dinimiz büyük, ama yaşamımız putperestçe', özellikle kitapta geçen
"""Hangisi daha kötü hocam, bilgisizliği yüzünden tanrılık iddiasında bulunan mı, yoksa Kur'an'ı kişisel çıkarlarının hizmetinde kullanan mı?""" çok manidardı, ki onun üstüne geçen "Ticarete saygı duyuyordum ancak yaşamın ticaret olduğu kadar seyahat olduğuna da inanıyordum" dediği kısımda da çıkarların olduğu hayatın gerçeği de hiç unutulmuyor. En son çıkardığım sonuçta hakikati söylerken kendini yüceltenlerden tiksinmem olup
"""İnsanlarda hırsın sınırı yok.""" diyerek kitabın üzerimdeki kısa ama etkileyiciliği çoktu. Yine severek okudum Nobelli yazarı iyi ki Nobel almış ve hakikati hiç çekinmeden yazmış her kitabının başka vurgusuyla....