"Okumak obsesif bir eylemdir öte yandan. Okumaya düşkün hemen herkesin kendine göre bir ritüeli vardır, önerilenler dışında çoğu zaman farkında bile olmadığı güdülerle kitap seçer"Ayfer Tunç-#78310879
1.
Fernando Baez: Bütün yok edilen kitaplara ağıt!Kil tabletlerin kıyımından 2000'lerde Irak'taki kütüphanelerin yok edililişine kadar... Kitapla bağ kurmuş her okurda olacağı gibi beni de yaktı geçti. Meğer sandığımdan ne çok kültürel kaybımız varmış! Kitap özelinde insan kötülüğünün bir tarihi gibi olmuş. O kadar büyük bir emek ürünü ki son 70 sayfa kaynakça ve dizin idi. Ayrıca yazarı bu kitabı yazmaya iten sebepler de çok kıymetli. Ömrümce unutamayacağım kitaplardan biri.
2.
Vladimir Nabokov: Nabokov'un alışılmışın dışında tarihlerin, mekanların değil anılarla duyguların peşinden gittiği otobiyografisi. Farklı çalışan aklını, bilim insanı bakışını, şair duyarlığını burada da görüyoruz. Dört yaşından otuz yedi yaşına; Rusya'dan, Avrupa'ya oradan da Amerika'ya uzanan bir tarihi yolculuk bu.
3.
Şükran Yiğit : Ülkemizin yaşadığı zor günlerde bir hafta kitap okuyamadım. Odaklanamıyordum. Her zaman kitapların stresle baş edebilen gücüne inandığım için farklı kitaplar denedim. Şükran Yiğit'in bu iki romanı beni kitaplara döndürdü. Yiğit, bence bu kadar kitap bolluğunda çok mühim bir şeye sahip : Kişisel imzaya. Kaybetme- yeniden bulma, bellek gibi temaları tekrar ediyor. Araya serpiştirilen diğer sanatsal lezzetler metni zenginleştiriyor. Duygulu bir anlatımı var. Roman sanatı açısınan belki güçlü değil ama okuru memnun ediyor.
5.
Boris Vian : İkinci kere Çatıkatı Aşıkları 'ndaki bir duyguyu yakalamak için okudum. İyi ki okumuşum, ilkinde kitabı neredeyse hiç anlamamışım. Değişik, deneysel-eleştirel- fantastik tarafları olan bir metin. Okurla bu kadar ince kafa bulmak kolay mesele değil. Ayrıca nilüfer motifine bayıldım. Çok sevdiğim bir çiçektir.
7.
Vigdis Hjorth : Kimi kitap vardır. Hakınnda uzun uzun sohbet etmek isterim. Kimi kitap vardır sadece susmak isterim. Miras, insanda derin bir karanlık hissi uyandırıyor. Miras burada ailemizin bize verdiği her şey maddi-manevi... Elli yaşlarında bir kadının en büyük mirası olan acısı beni susmaya sevk etti.
9.
Charles Darwin,: Evrim okumalarına benim gibi daha yakın tarihli eserler okuyarak başlayanlar için heyecan verici bir kitap değil. Çünkü çoğu fikre aşinaydım. (Keşke daha sistemli ve kronolojik bir okuma yapsaymışım!) Yine de gerek Darwin'in araştırmaları, gerek düşünme tarzı, gerek kendinden önceki ve çağdaşı eserlere atıfı konusunda yararlı bir eser. Bir de bu eserden evvel mutlaka Türlerin Kökeni okunmalı çünkü çoğu tezini orada açıkladığı için burada hızlı geçmiş.
10.
Hamdi Koç:Çok büyük bir beklentiyle başlamadım ama içine çekti beni kitap. Kusurları var. Misal, konuyu çok dağıttığı için sonda aceleye getirmiş ve tam toparlayamamış. Ama ülkemizde beni çok cezbeden polisiye kitaplarına denk gelemiyorum, o yüzden sevdim.İsmi ise tam bir fiyasko. Bence dikkat çeksin diye konulmuş.
11.
Mahmut Temizyürek: Didem Madak'ın şairliği ve şiirleri hakkında özellikle Grapon Kağıtları üstüne yazılar... Çıkarımları sevdim ama biçimce dağınık bir eser olmuş. Belli odak noktaları derlenip toparlansaymış daha verimli bir metin ortaya çıkabilirmiş. Bu olumsuzluğa rağmen " Didem Madak hakkında her şey okunur" güdüsüyle hayli zevk aldım.
12.
Didem Madak: Didem Zamanı isimli incelemeye denk gelince tekrar okumak istedim. (Ki zaten bahene aramaktaydım!) Sadece iki sene geçti üzerinden ama sanki yepyeni şiirler karşısındaymışım gibi heyecanlandım. Şiirler içimde dinlenmiş, demlenmiş, derinleşmiş... Kimbilir bir daha ki karşılaşmamızda neler olacak!
13.
Pulbiber Mahallesi: Grapon Kağıtlarının dizelerinde kaybolunca Pulbiber Mahallesi'ne de bir uğrayayım dedim. İki kitaptan sonra tek ve uzun bir şiir okumuşum gibi hissediyorum. Madak, insana sanatçı değil okul hissi veren şairlerden. Şairanelik var, özgünlük var, zeka var, duygu var, kadın eli var...
14.
Margaret Mazzantini : Hayatının en zor saatlerini yaşayan bir adamın iç döküşü, hesaplaşması şeklinde kaleme alınmış. Kolay akan duygulu bir eser. Yüzeyde aşk gibi görünen bir hikaye... Yoksa travmaların gün yüzüne çıkması mı? Edebi manada güçlü değil. Ama İtalyan atmosferini yansıtan bu sorunlu öykü beni kendine çekti.
15.
Zabel Yesayan: Bir Osmanlı Ermesini olan Yesayan'dan hümanist bir novella. Birinci Dünya Savaşı atmosferini bir kadının ve çevresindeki hastane atmosferinin etrafından görüyoruz. Bazı eserlerde bir öz oluyor, yazar yaklaşıyor yaklaşıyor ama sanki tam ulaşamıyor. Bu eserde onu hissettim. Ama bir Osmanlı kadın yazarın kalemiyle tanışmak çok güzeldi.
9.Evrimin heyecanı:
"En aşağı organizma, ayaklarımızın altındaki inorganik tozdan çok daha yukarı bir şeydir; ve önyargısız hiç kimse, herhangi bir canlı varlığı, o varlık ne kadar aşağı olursa olsun, onun olağanüstü yapılışı ve özellikleri karşısında coşkuya kapılmadan inceleyemez."#197075083
12. Didem Madak'ın bazı şiirleri ben yaş aldıkça daha da güzelleşiyor.
"Hani her çocuk zaman zaman
Kendini mor bir zambağın içinde düşler ya
Sonra iki çocuk birbirine gülümser, sonra Zambağın içine bir çiy tanesi düşer."#197309392