Kitap başından sonuna kadar bu dünyada yolculuk yapan Hasan'ın elçi, şair, tüccar ünvanlarıyla dünyanın dört bir tarafına gitmesi üzerine yazılmış bir kitap. İlk yolculuğu altı yaşında doğduğu Granada toprakların işgal edilmesiyle başlıyor. Daha sonra amacası Hali'nin elçilik görevi ile oda bu işlere üzerine gidiyor. Granada başlayan yolculuk Fas, Tunus Cezayir, Kahire, İstanbul ve son olarak Roma'ya kadar gidiyor. Müslüman olarak başlanan yolculuk köle olarak papaya satılınca Hristiyan olarak devam ediyor. Ana karakter benim için hiç bir zaman ana karakter özelliği göstermedi. Rüzgar hangi yöne gitse o da o yöne doğru gitti. Tutkusu ve arzusu yoktu. Sadece yeni yerler görmek isteyen bir gezginden başkası değildi. Onunla Afrika'nın gelenek ve göreneklerini öğrendim. Bir zamanlar bu topraklarda söz sahibi olan insanların isimlerini öğrendim. Bittiğinde bir oh çektiğim kitabım Afrikalı Leo, bana bir arkadaşımın kitabını okuyormuş hissiyatı verdi. Belki de yazarın ilk kitabı olmasından kaynaklı. Kitabı giriş kısmı biz az çok neyle karşılaşacağımızın anlatıyor. Her bölümün sonunda başka bir konu hakkında ufak bir ipucu vermesi başta ilgi çekici olsa da sonuna kadar bunu yapması beni biraz bunalttı. Sonu beklediğim gibi basitti. Sevim Raşa'nın çevrisiyle varsıl kelimesinin yüz kere geçtiği bir kitap okumuş oldum. Eski kelimelerin bolluğu vardı. Zafer yerine utku kelimesinin kullanılması gibi

Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,3bin okunma

·

47 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Busra korhan