Kadınlar Mektebi - Moliere /Kadın dediğin!
-Kadın dediğin okumaz!
-Kadın dediğin kocasına itaat eder!
-Kadın dediğin gereğinden fazlasını bilmez!
-Kadın dediğinin işi dikip dokumaktır!
-Sakal kimdeyse bütün kuvvet ondadır!
-Erkek kadına kaşlarını çatıp baktı mı, kadının yapacağı şey hemen başını önüne eğmektir!
-Akıllı bir kadın, insanın başına çorap örmekte şeytan gibidir.
Gerçek hayattan tanıdık geliyor mu?
-Kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.
-Kız kısmı okumaz.
-Kadın sesli gülmez.
-Kadın gece dışarı çıkmaz.
-Kadının etek boyu bilmem şu kadar santimetre olmalı.
-Kadının yeri kocasının yanıdır.
-Kadın çalışmaz.
Daha saymama gerek var mı? Eminim böyle düşünceler yüzünden okutulmayan, üniversiteye gönderilmeyen, küçük yaşta evlendirilen ama okuma sevdasını yitirmeyen insanlar vardır aramızda. Benim çevremde sayıları çok fazla. Bunu üzülerek ifade ediyorum.
Eser de bu düşünceye sahip bir kahraman olan Arnolphe'un evleneceği kadını kendi düşüncelerine göre yetiştirmesi ile başlıyor. Daha doğrusu yetiştirmemesi. Onu cahil bırakmaya, bilgiden, diğer insanlardan uzak tutmaya çalışması...
"Tanrıya dua etmeyi, beni sevmeyi, dikip dokumayı bilsin yeter; ben bunu bilir, bunu söylerim." (s. 3)
Eş mi istiyorsun kendine köle mi?
Bunu sormadan edemedim.
Neden böyle düşünüyor peki?
Eğitimsiz kadın itaatkar olur,
Kendisine muhtaç olur,
Sorgulamaz,
Aldatmaz...
Ve şöyle bir iddiası var: "Ben bu ruhu istediğim yöne çevirebilirim."
Öyle mi peki?
Ruha insan istediği şekli verebilir mi?
Bu hipotezin çürütülmesi ile vücut buluyor eser.
Nasıl mı?
Okuyup görmeye davet ediyorum sizi.
Daha önce yazarın 
Cimri ve 
Hastalık Hastası eserlerini severek okumuştum. 
Kadınlar Mektebi okuduğum üçüncü eseri oldu..
Moliere yer yer güldürürken yer yer düşünmeye sevk ediyor. Toplumun, toplumda yaşayan insanların düşünce biçimlerini görüyor, bazen sinirleniyor, birçok yerde gülüyorsunuz.
Hatta farklı eserlerinde kahramanların diğer eserlerine göre farklı düşünceleri savunduğu da görülebiliyor. Hiciv yeteneği hayranlık uyandırıcı.
William Shakespeare'den sonra Tiyatro konusunda en başarılı bulduğum isim diyebilirim.
Hayatını tiyatroya adamış, tiyatroda ölümle burun buruna gelmiş, tiyatro ile ölmüş.
Kısacası bir ömür ki tiyatroya adanmış...
"Aşk büyük bir hoca doğrusu, insana ömründe yapmadığı şeyleri yapmayı öğretiyor" (s. 39)
Öyle değil mi?
Ne çok şey yaptırıyor insana aşk...
Ne der 
Cemal Safi Benim Adım Aşk şiirinde:
"Yaşanmadan çözülmeyen sır benim."
Başkahramanın hesaba katmadığı şey de bu... Hesabını bozan bir aşk... Ya da tutsak ettiği insanda ansızın ortaya çıkan, planlarını yerle bir eden bir aşk diyelim.
Hangi tutsaklığı yıkmaz, hangi engelleri aşmaz ki?
Kadın erkek ilişkileri,
Aşk,
Evlilik,
Gençlik konularına dair bir eser.
Keyifle okunması temennisiyle...
··
2.489 görüntüleme
Kadınlar insandır; biz erkekler ise insanoğlu.
Neşet Ertaş
Çok severim bu sözü. 👏
1 sonraki yanıtı göster
Nitelikli okuma, güzel paylaşım hocam, emeğinize sağlık.
Üzülerek söylüyorum ki tüm bunlara 15 sene boyunca mahkûm bırakıldım ama inadım ve irademle bazı şeyleri tek başıma Uzaktan gizlice başarıp her şeyin önünde dik durdum baş kaldırdım bu yüzden kadın olsun erkek olsun neye uğrarsanız uğrayın iradenizi kaybetmeyin savaşın güçlü kalın güneş elbet çabalayanlar içinde doğacak. müthiş bir inceleme çok fazla örnekleme var kitapta severek ve duygu dolu okuyup bitirmiştir ve çok güzel derslerde almıştım keyifli okumalar
"Güneş elbet çabalayanlar için de doğacak." Bunu sevdim. Teşekkür ediyorum katkınız için.
Hastalık Hastası: #183822012
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.