çalışma hayatının güç ve zorlayıcı koşulları kadar, hiçbir şey yapmamak da insanı bunaltır ve sıkar. Yaşamın dayanılır olması için bu iki karşıt özelliğin kombine edilmesi birbiriyle dengelenmesi gerekmektedir. Bu iki karşıt uç yirminci yüzyıl kapitalizminin yol açtığı bir zorunluluktur. Çünkü sistemin yaşayabilmesi bir yandan büyük üretime ve bunun için monoton bir grup çalışmasına öte yandan da üretilen malların tüketilmesine yani boş zamana ve tüketim eğiliminin artmasına ihtiyaç vardır.