Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Depremlerle ilgili olarak bugüne kadar edinilen istatistiksel ve yerbilimsel bilgi birikimini kullandığımızda, uzun dönemde depremlerin dünyanın hangi bölgelerinde ve hangi deprem kuşakları üzerinde olacağını biliyoruz. Örneğin yılda 20'ye yakın 7 ve daha büyük depremin %80'nin Pasifik Okyanusu çevresindeki Ateş Çemberi bölgesinde (Şekil 5) olacağını istatistiksel olarak söylemek olanaklıdır. Eldeki bilgi birikimine göre deprem tehlikesi yüksek yerler çok kesin olmamakla birlikte gösterilebilmektedir. Bu bilgi bize tehlikenin varlığı konusunda öngörüde bulunmamızı, önlemler konusunda uygulamalar yapmamızı sağlıyor ancak depremi önceden haber verme (prediction) başka bir araştırma alanıdır (53, 54, 55). Tahmin (olasılık) ve depremi önceden haber verme (prediction, forecast) sıkça karıştırılan iki kavram oluyor. Olasılık yöntemlerinde öngörülen bir zaman aralığında deprem kuşakları üzerinde olası bir depremin büyüklüğünü hesaplamak zor değil. Ancak bu bilgi depremlerin yerini, oluş zamanını ve büyüklüğünü çok kesin olarak bilmemize, yani önceden bilerek haber vermeye yetmiyor. Meteorolojik tahminler önceden haber verme derecesinde çok yüksek bir kesinlikle verilebiliyor. Tayfunlar, kasırgalar uzaydan ve yerden izlenebiliyor ve ne zaman nereye ulaşacağı çok kesin söylenebiliyor. Şimdilik deprem için bu aşamada değiliz. Eğer depremin yerini, zamanını ve büyüklüğünü önceden haber verme aşamasına gelinmiş ise, halka yapılacak duyuruyu ancak ilgili yöneticilerin olumlu ve olumsuz tüm sosyal ve ekonomik etkileri göze alarak yapmaları gerekecektir. Depremin önceden haber verilmesiyle ilgili yayınlanan "Avrupa Konseyi Depremi Önceden Haber Verme Etik Kuralları” (56) bu konuda yapılması gerekenleri sıralamıştır.
Sayfa 67
··
181 görüntüleme
Onur Kenan Aydoğdu okurunun profil resmi
Ragıp Sefa Sarı
Ragıp Sefa Sarı
alıntı için hocama teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.