kalbinde her dakîka şu ulvî tahassürün minkaar-ı âteşînini duy, dâimâ düşün:
onlar niçin semâda, niçin ben çukurdayım?
gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayım?..
yükselmek âsumâna ve gülmek ne tatlı şey!
bir gün şu hastalıklı vatan canlanırsa... ey müştâk-ı feyz ü nûr olan âtî-i milletin meçhûl elektirikçisi, aktâr-ı fikretin
yüklen getir — ne varsa — biraz meskenet-fiken,
bir parça rûhu, benliği, idrâki besleyen,
esmâr-ı bünye hîzini; boş durmasın elin,
gör dâimâ önünde esâtîr-i evvelin
gökten dehâ-yi nârı çalan kahramânını...
varsın bulunmasın bilecek nâm ü şânını.