Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ağrıdağı Efsanesi
Ağrıdağı Efsanesi
Öncelikle kitabın dil yapısından bahsetmek istiyorum. Sade, anlaşılır ve süssüz, halk diliyle yazılmış bir aşk destanı, Yaşar Kemal o kadar içtenlikle yazmış ki etkilenmemek elde değil. Okurken kahramanın hissettiği duyguları sizde yaşamış oluyorsunuz mükemmel bir betimlemeye ve mükemmel bir olay örgüsüne sahip. Baştan sona doğru ne anlatmaya çalıştığını çok rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz ve sadece bir aşk efsanesini öğrenmekle kalmayıp o zaman ki Anadolu'nun gelenek ve göreneklerini halkın tutumunu,inancını oraya ve insanlarına ait aslında birçok şey öğrenmiş oluyorsunuz. Gelelim Ahmet ve Gülbahar'ın aşkına... Her şey bir atın Ahmet'in kapısına dayanmasıyla başladı, sofi adında ihtiyar bir adam Ahmet'in kapısına gelir ve atı görür atın üzerinde ki damgayı anımsar ve şöyle düşünür bir belalının ya da korkulu bir yerden gelmiş olsa gerek çünkü böylesi güçlü bir at şunun bunun atı olamaz der ama yine de çıkaramaz. Ahmet'e atı al şu aşağıdaki yola bırak bunu üç defa tekrarla der eğer at senin kapına geliyorsa bu at senindir haktan gelmiştir kimsede alamaz onu senden der. Ahmet aynen dediğini yapar at Ahmet'in kapısına geri gelir bunu duyan ağrı yöresi kimi hayra yorar kimi şerre. Kaybolan bu at Beyazıt Paşası Mahmut Han'ın babasından yadigardır. Paşa atını arar ama bulamaz atı bir köylünün kaçırdığını öğrenir Ahmet'i bulur ama atı bulamaz ne yaparsa yapsın atın yerinide söylemez gel zaman git zaman Ahmet'i zindana kapatır ve kırk gün süre verir atın yerini söylemesi için oda kellemi veririm ama yinede atın yerini söylemem der zindanda beraberinde, destek çıktığı sofi ve Musab beyde vardır... Sofi ve Ahmet zindanda ağrı dağının türküsünü kaval ile çalarken Paşa'nın kızı Gülbahar da bu sesi duyar ve zindana iner ve ahmetle karşılaşır bu gizli buluşmalar devam eder daha sonra iki aşık birbirini bulur ama kavuşmak nasip olmaz..Velhasıl kelam bu at aslında evvelinden tanımış olduğu sevdiği Gülbahar adında bir kıza tekrardan kavuşmasını sağlar ama gel gör ki saray halkı kızını bir çobana vermeyi reva görmez paşa Ahmet'in de Gülbahar'ın da kavuşmasını istemez ve onları öldürmek ister, zindancıbaşı Memo Gülbahara yanıktır ama gel gör ki bu aşk ona da nasip olmaz onların aşkına saygı duyar, Gülbaharın kendisine gelip ne olur memo Ahmet'i bana son kez göster sana ne istersen veririm der, ne istersem verir misin cidden der evet der Gülbahar ne istersen veririm der, memo bir tutam saçından ister Gülbahar kurban olsun der sana ve bir tutam saçından verir, Memo çok sevinir ve son vedasını eder anahtarı Gülbahara verir Gülbahar kırk günün dolduğunu ve babasının Ahmet'in ve diğerlerinin kellesini vurduracağını bildiği için onları kaçırır bunu duyan askerler kim yaptı bunu der memo ben yaptım der ve kılıçlarını çıkararak orada savaşırlar Memo kendisini kaleden aşağı atar ve ölür bunu çok sevdiği Gülbahar için yapar... Ahmet Gülbahar'a şu soruyu sorar. "Sen memoya ne verdin de öleceğini bile bile beni kurtardı "der. Bu soru Ahmet'in neyi ima ettiğini anlar Gülbahar... Öylesine güzel bir kitap ki kesinlikle okuyun merak edip okumak isteyenler için olayı tam bir şekilde anlatmadım hepsini anlatmam da mümkün olmazdı zaten ama size tavsiyem okuyun...🙏🏻🌿
·
160 görüntüleme
Ebru mercan okurunun profil resmi
Ahmet neyi ima ederek sordu ki
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.