füruzan'la tanışmak sanki hep gözünün önünde olan ama asla alıcı gözle bakmadığın eski bir istanbul hanımefendisiyle tanışmak gibi. gözünün içine bakıncaya dek yüreğinde neler barındığını anlamak mümkün olmuyor. sevda dolu bir yaz iki ayrı öyküden oluşan bir kitap. ilk öykü ikinciye oranla daha kısa ama asla daha az etkili değil. ikinci öyküyse kendi içinde iki bölüme ayrılmış, derinlikli betimlemeleriyle okuyanı içine çeken, tüm kokuları, sesleri, gülüşleri, iç çekişleriyle bir öykü değil de yaşayan, nefes alan bir varlık gibi. ilk öyküde küçük bir kızın hayatını, babasıyla arasındaki mesafenin gitgide nasıl da birbirine ulaşması imkansız iki uca dönüştüğünü anlatıyor. füruzan çocukluğu, hayatın çocukken nasıl göründüğünü çok başarılı anlatan bir yazar bence. yazarın bu meziyetini ikinci öyküde çok daha net görüyoruz. ikinci öykümüz de yine bir kız çocuğunun gözünden başta annesi olmak üzere diğer aile üyelerini nasıl gördüğünü, ailesinin akrabalarının başına gelenleri küçük kızın kendi içinde nasıl yorumladığını, beraber geçen büyülü bir yazı ve ardından da bitmek bilmeyen hüzünlü bir kışı anlatıyor. kitabın satır aralarında dönemin politik durumunun acıklı karanlığından, yuvasında sırça bir fanustaymışçasına sevilen bir çocuğun dış dünyada nasıl da hırpalandığına kadar bir çok can alıcı noktaya parmak basılıyor. her yönüyle derinlikli, her yönüyle somut bir öykü.

Sevda Dolu Bir YazFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2000457 okunma

·

161 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.