Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

656 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Kitaplığımın en değerlilerinden…
Kitabı az önce bitirdim ve incelemeye nereden başlasam bilemiyorum, aşırı kalabalık bir zihne sahibim şu an. Ne düşüneceğimi, hissedeceğimi gerçekten bilmiyorum. Gizli Tarih beni öyle bir hipnoz etti ki bu kitabı okurken yaşadığım, hissettiğim şeyler birbiriyle iç içe bir savaş içerisindeydi. Başı, ortaları ve finali… beni yaralayan finali ve o son cümleler… Bitirdiğim gibi bunu yazdığım için kelimeleri seçmekte biraz zorluk çekiyorum. Aslında büyük bir spoiler yedim, tam yarısındayken, bu beni biraz üzdü çünkü kitabı okumak o kadar zevkliydi ki bitirmemek için yavaş yavaş okuyordum. Spoiler’ın ardından hüzünlenip baya bir hızlı okumaya çalıştım çünkü öğrendiğim şeyin bir an önce gerçekleşmesini bekledim. Her neysee. Kitaba bayıldım. Uzun süredir her yönüyle bu kadar doyurucu bir kitap okumamıştım. Bu da yazarın gotik, zengin ve bol betimlemesi olduğu hâlde aşırı akıcı olan kaleminden kaynaklıydı. Kitabın içeriği, olay örgüsü, olayların aktarılma biçimi, karakterlerin özellikleri, karakterlerin yavaş yavaş tanıtılması ve bu sayede okuyucuyla arasında büyük bir bağ oluşturulması, her sayfada yeni bir şeyleri öğreniyor olmamız ve Donna Tartt’ın o ayıla bayıla öveceğim muhteşem kalemi… Aslında hangi birini övsem az kalır çünkü her yönüyle çok başarılı bir kitap. Bana hissettirdiği şeylere bakılırsa da uzun bir süre zihnimde yaşayacak bir kitap. Konusunu anlatmak isterdim ancak olay örgüsü o kadar değişti ki nasıl anlatacağımı bilemedim, o yüzden kitabın arka kapağında yazan yazıyı buraya yazmak istiyorum: Antik yunan felsefesinden, kültüründen ve mitolojisinden etkilenen gençlerin başına, gerçekleştirdikleri bir ayin sırasında korkunç bir olay gelir. Etik ve ahlak sınırlarının aşıldığı, masum ile suçlunun birbirine karıştığı ve hatta işlerin cinayete kadar varabileceği bir karmaşanın içinde bulurlar kendilerini. Kitabı Richard’ın bakış açısıyla okuyoruz. Kendisi, diğer karakterlerin aksine daha ‘normal’ biri. Belki de bu yüzden diğer karakterlere göre ilgi çekici bir yapısı yoktu, bilemiyorum ama kitap boyunca onun ne yapacağını düşünerek ona vakit ayırdım çünkü işlenilen cinayetin sonrasında girdiği mental düşüşler ve hep kendi vicdanını sorgulaması -pek bir şey yapmamış olsa da- ona karşı şefkatle yaklaşmamı sağladı. Tabii bazı kısımlarda anlam veremediğim ve ondan beklemediğim şeyler söylese de, bir üstten bakınca buna ufak bir onay verdim çünkü insan zihninde yaşayan bir sürü karanlık, sapkın taraflar gerçekten var. Sadece bu durum kelimelere dökülünce garipsiyoruz, o kadar. Bir de Richard hayatı boyunca oldukça sıkıntılar çekmiş biri -maddi, manevi- ve bu yüzden de melankolik bir yapıya sahipti. Çok farklı yönleri de vardı aslında, alıntıladığım yerlere dönüp baktığımda kendisi hakkında hep yeni bir şeyler de düşündüm -diğerlerinde de olduğu gibi-. Kitapta sadece başrol karakter kavramı yoktu bu arada. Her karakter öyle detaylı, ince ince işlenmiş ki… hepsi size gerçekmiş gibi geliyor. Yaşanılan durum gerçekten olmuş da ya da karakterler gerçekten var da, onları arıyormuş gibi bir hissiyata kapılıyorsunuz. Bu bende fazlasıyla oldu. Özellikle sonunda, birini çok fazla aradım ve belki de hep arayacağım. Dark Academia tarzı kitaplardan aşırı hoşlanıyorum ama Gizli Tarih, kesinlikle bu konudaki en iyi yapıtlardan biri bence. Kalbime işleyen, beni yaralayan ve bazen benim de kendimi sorgulamamı sağlayan sürükleyici bir romandı ve bunu okuyan herkesin yaşayacağına inanıyorum. Kitap ne kadar benim için çok iyi bir anlatım ve kurguya sahip olsa da beğenmediğim kısımları da vardı elbette. Ne kadar bütün resime yansıtmasam da o kısımları da çok sık düşündüm. (BU KISIM SPOILER İÇERİR) Açıkçası Camilla ve Henry’nin ilişkisinin kurguda önemli bir yer edindiğini düşünüyorum ki bu bariz belliydi ama yazar bunun üstünde çok fazla durmamıştı. Bu yüzden ikilinin arasındaki duygusal ilişki bana hiç geçmedi, sonda Camilla’nın da Richard’a hâlâ onu sevdiğini ve Richard ile ilişki istememesini söylediği yerlerde de pek bunu hissetmedim. Bu durumu daha çok görmek isterdim. Bir diğer rahatsız olduğum şey ikizler hakkındaki ensest ilişki durumuydu. Bunny bunu söylediğinde ona karşı kinim daha fazla artmıştı ama Bunny’nin ölümünün ardından bunun gerçek olduğunu öğrenmemiz açıkçası çok acıydı. Bir bölüme kadar Bunny’e etmediğim kötü sözler kalmamıştı ama sonrasında olup bitenler açıkçası ona karşı bir acıma duygusuna dönüştü. Kitabın amaçladığı şey de tam olarak buydu gibime geliyor. Bunlar dışında ben Henry’nin intihar sahnesinin üzerinde durulmadığını düşünüyorum. Yediğim spoiler buydu ve o kısma gelene kadar Henry’nin büyük bir ilgi duyduğu Antik Yunan Çağ’ında olduğu gibi romantize edilmiş bir ölümle intihar edeceğini düşünmüştüm. Bu konuda baya yeri çizip alıntıladım çünkü Henry tam olarak da öyle biriydi. Bahçe sahnesindeki geleceğe yönelik diktiği bitkiler, güller ölmesin diye onları önceden budaması, diğerlerinden fazlasıyla ayrı ve ketum durması, hayatında her şey yolundaymış gibi görünmesi ve arada da -belki ben intiharını dört gözle beklediğim için her şeye dikkat ettim idk- sanki çekip gidecekmiş gibi hissettirmesi falan… Aslında onu en çok yaralayan Julian’ın her şeyi öğrendikten sonra gitmesiydi ama intihar etmesinin sebebi tam olarak bu muydu, bilmiyorum. Ölümünün ardından olanlar da bana geçiştirilmiş gibi geldi. Şahsen bir elli sayfa daha olabilirdi diye düşünüyorum. Donna Tartt sanki ‘şu kitap bitsin artık’ dermiş gibi yazmıştı son bölümü çünkü. Ben Henry’nin neden intihar ettiğini veya bunu ne zamandan beri düşündüğünü çok merak ediyordum, hâlâ da ediyorum. Ama bunun ‘gizli’ kalması da bir tık daha iyi gibi sanki, belki de yazar bunun düşünürlüğünü bize bıraktı. Muhtemelen böyle olması gerektiğini düşündü. Her neyse. Kitap hakkında söyleyeceğim birçok şey var ama cidden buna şu an mecalim yok, kitabı biraz sindirmem gerekiyor. (SPOILER SONU) Bu arada Donna Tartt’ın kalemi bana Oscar Wilde’ı da fazlasıyla anımsattı. Hatta Henry Winter (Gizli Tarih’ten bir karakter) aslında Dorian Gray’in Portresi’ndeki Lord Henry Wotton’un başka bir evrendeki görünümü bile diyebilirim. Okuyanlar da bu benzetmeyi yapabilir diye düşünüyorum, son sayfalarda bunu daha iyi anlamış oluyorsunuz. Favori karakterim kim diye baya düşündüm ama bir türlü karar veremedim. Her karakterin çok ilgi çekici yanı ve hayatı vardı. Kitap boyunca karakter değişimlerini -ya da hep öylelerdi ve biz bunu yeni anlayabildik- çok net gördüm. Belki Charles, belki Henry, belki Julian, belki Camilla, belki Richard, belki Francis… belki de Bunny, bilemiyorum. Bu konuda karmakarışık hissediyorum ve yanıt veremiyorum. Yarısına gelinceye kadar birkaç favorim vardı ama sonrasında her şey değişti. Her şey. Ve üzgün hissediyorum. Fazlasıyla üzgün. Her neyse. Okumanızı öneririm. Bu serüveni yaşamanızı, kendinizi kaptırmanızı ve benim gibi yaralı bir kuşa dönüşmenizi isterim. Ve eğer okuyacaksanız da iyi okumalar dilerim.
Gizli Tarih
Gizli TarihDonna Tartt · Pegasus Yayınları · 20181,579 okunma
··
4 artı 1'leme
·
3.663 görüntüleme
Sena H okurunun profil resmi
Camilla ve Henry arasındaki ilişkinin üstünde yeterince durulmamış olmasını ben kitabı Richard' ın bakış açısından okumamıza bağlıyorum. Camilla' nın neredeyse tüm sahnelerini romantize ediyor zaten. Hem bunlar hem de Richard' ın sonradan dahil olması keşke başka birisinin bakış açısından da (Francis çok zevkli olabilirdi) okuyabilseydik dedirtiyor.
bell okurunun profil resmi
kesinlikle katiliyorum… francis kesinlikle muthis bir tercih olurdu bu konuda cunku hepsiyle de onemli denilecek bir iliskisi oldu. hem charles hem henry hem bunny hem de richard… ama ben yine de richard’in bakis acisiyla kucuk de olsa henry ve camilla’yi gormek isterdim cunku onemli bir iliskiydi. ama bir anda ortaya cikti, richard dahi sonradan ogrendi. keske richard bunu biraz daha once anlayabilseydi ve biz de bir anda ogrenmeseydik. tabii dedigin gibi yine, richardin bakis acisiyla okuduk. henry’nin de ne kadar sogukkanli ve zeki biri oldugunu biliyoruz. richard’a bile hissettirmeden bunu yapabilmesi dusununce cok normal geliyor (zaten cogu konuda da richard’i ayakta uyuttugunu gorduk). yani beklemedigim bir sey degildi elbette ama hic gecmedi bana iliskileri. yani hiccc gecmedi… henry’nin de bende yeri cok ayriydi, uzuldum kaldim oyle sonda 🥺😔💔
2 sonraki yanıtı göster
selinay okurunun profil resmi
Saka Kuşu’nun ardından okuyacağım kitap belli oldu. Öyle ballandıra ballandıra anlatmışsın ki, okumamak ayıp olur. 💓
bell okurunun profil resmi
kesinlikle değecek, şimdiden keyifli okumalar ve eğer başlarsan, anlatmak veya sormak istediğin bir şey olursa hemen bana koşuyorsun. ve bu arada ben de saka kuşu’nu okumayı düşünüyordum, nasıl ilerliyor? şiddetle tavsiye ediyorsan değersiz bir hayat’ı ikinci plana alıp ona başlayacağım :))
4 sonraki yanıtı göster
Nur Aydın okurunun profil resmi
Kitabı şimdi bitirdim, daha çok katıldığım bi kitap incelemesi okumamıştım 👏👏
bell okurunun profil resmi
ayni fikirde olmamiza sevindim🥹🧚🏻‍♂️✨
bell okurunun profil resmi
biraz uzun olmuş sanki dedim ama… masamın üzerinde kitapla bakışınca az bile yazmışım dedim. 🙃
rna okurunun profil resmi
senin şu kitaba olan aşkın ve hayranlığın… geçmiş olsun, bitirebilmen bile büyük güç baby. çünkü aynı durumları ben de yaşadım ve oscar wilde hakkında söylediklerinde o kadar haklısın ki, aynısını düşündüm çünkü. NEYSE GEL MESAJLARA İKİ KELAM EDELİM KİTAP HAKKINDA 🤓
bell okurunun profil resmi
söylemek istediğim daha çok şey var ama kendimi tuttum- NEYSE GELDİM
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.