Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

222 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Nevi şahsına münhasır bir absürtlük.
!!!SPOİLER İÇERMEZ!!! Alt başlık şu şekilde olmalı: Bir (ön)yargı bombardımanı olarak bilinç akışı tekniği. Peki nedir bu bilinç akışı tekniği? 20.yüzyılın başat sanat akımı olan modernizm deneyselliği ile karakterizedir. Sanat camiasında alışılagelmiş tüm temayüller öyle ya da böyle tersyüz edilmeye başlanmıştır. Bu eğilimin en bariz yansımalarından birisi de 1920’ler itibariyle edebiyat alanında dolaşıma giren ve bir önceki yüzyılda hakim olan gerçekçilik (realizm) anlayışının ileri/uç bir versiyonu olan bilinç akışı (stream of consciousness) tekniğidir. William Faulkner, James Joyce ve Virginia Woolf romanda uygulanan bu tekniğin 20.yüzyılın ilk yarısındaki mahirlerindendir. Bu anlayışın yalnızca bir teknik olduğunu, herhangi bir yazar topluluğu tarafından savunulan bir akım olmadığını belirtmeden geçmeyeyim. Belirli bir düzenin hakim olduğu iç monologdan farklı olan bu yöntemde, mantığın ve cümle diziliminin yerini biçimbozumun aldığı görülmektedir. Cümlelerin tamamlanmayışına ve noktalama işaretlerinin eksik oluşuna tanıklık ederiz. Aslında amaç bellidir: insan zihnini en gerçekçi şekilde resmetmek. Zamanında böyle bir düsturla saflarını belli edip daha sonra “devrimci” olarak nitelenecek olan üstte adını zikrettiğim yazarlara göre insan zihninde “akan” düşünceler lineer değildir; içine hapsolduğumuz zihnimizde ürettiğimiz düşünceler mantıklı, organize ve tamamlanmış değillerdir. O halde yazıya dökülürken de düşünceler olduğu gibi, filtrelemeye/sansüre uğramadan aktarılmalıdır. Filtre ya da sansür kavramını kullanmam tesadüf değil. Önceleri romanda müstehcenliğin bazı normları tehdit ettiği gerekçesiyle otoritelerce tasvip edilmediği biliniyordu. Ancak, 20.yüzyıla gelindiğinde bu anlayış da sarsılıyordu, zira 20.yüzyılın başlarında ortaya çıkan Sigmund Freud’un Psikanaliz kuramı ortalığı ayağa kaldırdıktan sonra romanda müstehcen (ya da hoş görülmeyen, bilinçaltının emareleri olan) unsurlar belirmeye başladı. Bu dinamik bilinç akışı tekniğinin romanda meşruluk kazanması sürecini hızlandırdı ve psikanaliz bu tekniğin vazgeçilmez unsurlarından biri haline geldi. Şimdi kısaca romanın içeriğine bakalım. Evet, Faulkner bu tekniği romana uyarlayan yazarlardan biri. Fakat onu bir adım öteye taşıyan bir detay daha var: yönteme bir yenilik daha ekleyerek derdini “çoğul anlatıcı” ile anlatmaya kalkışması. Bu kitapta tamı tamına 15 anlatıcı ve 59 bölüm var. Düşüncelerin lineer olmadığını söylemiştik ya, diğer romanlarda rastlanan süslü, havalı girişler sanırım bu anlayışın bir yan ürünü olarak bu romanda yer almıyor; roman, direkt olarak karakterlerimizden birinin kafasında rastgele bir anda başlıyor, benzer şekilde sona eriyor. Bölümler bir cümleden de oluşabiliyor (mesela Bundrenlerin en küçüğü Vardaman’ın cümlesi: “Annem balık.” s.77), 8-9 sayfa da sürebiliyor. Konu şu şekilde: ölüm döşeğinde olan Addie Bundren vasiyet olarak ailesinin yanına, Jefferson (yazarın kitaplarında sık sık mekan olarak kullandığı kurgusal “Yoknapatawpha” yöresinin bir kasabası burası) mezarlığına gömülmeyi dilemektedir. Onun son dileğini yerine getirmek isteyen Bundrenler (Koca Anse Bundren ve 5 evlat) tabutunu hazırlayıp Addie Bundren öldükten sonra yola koyulurlar. Buraya kadar romanı yarılamış oluyoruz. Bundan sonrasında ise naaşı katır arabasına yüklenen Addie Bundren’in talihsiz son yolculuğuna şahitlik ediyoruz. Kitabın bundan sonraki yani ikinci kısmı bir tür trajedi timsali. Yeri gelmişken, kitaba adını altın harflerle yazdırmış olan “ölüm”, kitabın birçok yerinde baskın bir tema olarak bu trajediye eşlik ediyor. Trajedinin temel nedeni koca Anse Bundren’in inatçı bir yapısı olması ile ilgili. Güneyli insanın düşünsel anlamdaki kıtlığı da cabası. Buradan sonrasını spoiler olmaması için aktarmıyorum. Şimdi şahsi birkaç yorum ve gözlemde bulunmak istiyorum. Faulkner her ne kadar çoğul anlatıcı yöntemini devreye sokup işi zorlaştırsa da, bunu hikaye anlatıcılığının bir ögesi olarak kullanmayı da başarıyor; istediği karakteri istediği gibi eğip bükebilmesi ile yazınsal bakımdan yazarın önündeki engellerin bir bir kalktığına şahitlik ediyoruz. Karakterlerin kendilerine has bir jargon ve düşünce çerçevesi olduğunu gözlemlemek son derece kolay ne de olsa. Üstelik, kendilerine sınırlı sayıda (1 ya da 2) bölüm ayrılmış olan karakterlerin ne kadar derinlikli olduğunu görünce şaşıracağınıza kalıbımı basarım. Eleştirim ise şu yönde olacak: yazarın düz yazıyı şiirselleştirmede usta olduğu belirtilmiş önsözde, eğer gerçekten böyle ise çevirmen çok da iyi bir iş çıkarmış diyemeyeceğim maalesef. Kitabın bazı bölümlerinde betimlemeler sık olmasının yanı sıra anlaşılır olmaktan epey uzak, eğer yazarın tarzı buysa saygı duyuyorum. Son olarak, eğer William Faulkner külliyatına giriş yapmak istiyorsanız muhtemelen en doğru eserlerden birisi bu olacaktır. Bölümler halinde olması en azından bilinç akışı yönteminin güçlüğünü bir nebze de olsa azaltıyor. Önsözü atlamamanızı öneriyorum, bazı anlaşılmaz durumları önlemek adına güzel bir kullanma kılavuzu olmuş adeta. Önerir miyim bu kitabı? Edebiyat okumalarımda yeni bir soluk gerekiyor bana diyorsanız bu kitap size göre olabilir, yok ben böyle iyiyim, tertipli ve mantıksal bir sıralama ile kurulmuş cümleler okumak istiyorum diyorsanız hiç bulaşmayın derim, çok canınız yanar. Sürç-i kalem ettiysem affola. Keyifli okumalar.
Döşeğimde Ölürken
Döşeğimde ÖlürkenWilliam Faulkner · İletişim Yayınevi · 20181,234 okunma
··
1.149 görüntüleme
♡ λiβerellα δe λucens ✰ツ okurunun profil resmi
Daha bilinç akışı tekniğinin ne olduğunu bile bilmeden Tutunamayanlar kitabını okumaya başlamıştım, yazarın cümleleri tamamlaması yada birbirine uygun olmayan cümleler kurması, noktalama işaretleri kullanmaması beni baya zorlamıştı. Sonra araştırınca öğrendim Atay'ın tekniğini :) Bence kitabın yarım bırakılıp tamamlanmama sebebi de bu, anlaşılması zor bir olay örgüsü ve nerden başlayıp nerde bittiği belli olmayan diyaloglar okuru zorluyor bazen bunalıma bile sokuyor. Güzel bir inceleme olmuş emeğine ve kalemine sağlık 🍀🌸
Samet okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🙏 Hak veriyorum, okuyucuyu sonuna kadar zorlayan ama aynı zamanda damak tadı bırakan bir teknik.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.