Bu yazara ait, okuduğum ilk kitap olan 
Tanrıya Karşı Söylev hakkında konuşmadan önce yazardan bahsetmek isterim. Kitabını okurken aşırılığı, düşüncelerini ifade etme biçimi hayat hikayesini merak ettiriyordu ama yine de böylesi bir hayat hikayesi çıkacağını hiç tahmin etmiyordum.
Soylu bir ailenin oğlu olan, Fransız düşünür 
Marquis de Sade , çocukluğunda rahip olan amcasından dini bir eğitim almış daha sonrasında ise askeri bir okula gitmiştir. Yüzbaşılığa kadar yükselmiş olduğu askerlik görevinden sonra babasının isteği üzerine evlenmiştir. Buraya kadar her şey sıradan ve tahmin edilebilir aslında. Herkes ondan her soylu marki gibi yaşayıp ölmesini beklerken o sahip olduğu her ayrıcalıktan vazgeçerek 74 yıllık hayatının 29 yılını tutuklu ve 13 yılını da akıl hastanelerinde geçireceği bir seçim yapmıştır. Toplumsal normlar, kilise ve devlet başta olmak üzere Sade, medeniyetin bütün değerlerini reddetmiștir. Kökeni onun yazdıklarına dayanan ve adını ondan alan Sadizm kavramı, hayatının odak noktası olmuştur. Ona göre; insanın sahip olduğu onur ve ahlak değerleri bir kenara bırakıldığında, bütün yasalar yok sayıldığında insan olmak, cani olmayı beraberinde getirir ve insanın iç güdüleri onu zorunlu olarak sadizme taşır.
Tecavüz, cinsel istismar, zorla alıkoyma, yaralama, zehirleme, hakaret ve ahlaki değerleri yok sayma gibi bir çok suçtan dolayı yargılanmış, zaman zaman kaçmış ya da yakalanıp hapis yatmıştır. Yaşadığı dönemde Fransız tarihinde geneleve girmesi yasaklanan tek adam olması da, onun Sadizm konusunda ki aşırılığının boyutunu en iyi gösteren olaylardan biridir.
Yaptıkları kadar yazdıkları ile de tepki çeken Marquis de Sade'ın eserleri 200 yıl boyunca yasaklanmıştır ve hala bazı ülkelerde basılmaz. En önemli eserlerini tutuklu olduğu dönemlerde yazmıştır. Yarım kalmış ve basılmamış bütün eserleri o öldükten sonra oğlu tarafından yakılmıştır.
Dünya üzerinde herhangi bir yasanın olamayacağını savunan Sade'a göre insan, doğaya göre yaşamalıdır. Uygarlık, medeniyet, akılcılık doğanın dengesini bozar. Ona göre insanın hayvandan hiçbir farkı yoktur. Bunu şu sözleri ile de ifade eder:
#199932669
"Düşünmenin seni hayvanlardan üstün kıldığını da nereden çıkardın? Belki bu daha kötü yaptı seni? Sınırladı! Çılgınlıkların en büyüğü, doğanın bize verdiği eğilimlerden dolayı yüzümüzün kızarmasıdır."
Gelelim kitabına... Böyle bir yazarın Tanrıya Karşı Söylev'inin çok keskin olacağını az çok tahmin edebilirsiniz ama ben yazarı tanımadığımdan ve kitabı rastgele alıp okuduğumdan dili bana tam bir sürpriz oldu. Kitap daha en başında Tanrı kavramına duyduğu nefretle başlıyor:
"Hayal mahsulü ve işe yaramaz varlık, adın bile yeryüzünde hiçbir politik savaşın döktüremeyeceği kadar kan akıttı. İnsanlar çılgınca umutları ve gülünç korkularıyla ne yazık ki seni hiçlikten çıkartmaya cüret ettiler; keşke geri girsen o hiçliğe! Defol git, tiksindirici kabus! İğrenç gudubet!" Düşünün ki bu daha sadece başlangıç :D
Tanrıya Karşı nefretini kustuğu birkaç sayfalık giriş kısmından sonra kitap, ölüm döşeğindeki bir adam ve papazın konuşmalarıyla alakalı bölümle devam ediyor. Okuması zevkli kısımlardan biriydi. Daha sonra sırasıyla doğanın kendi kendine yeteceği ile ilgili, kutsal kitaplar ve İncil ile ilgili, ruhun ölümsüzlüğü, cennet-cehennem ile ilgili bölümler bulunuyor. Bazı kısımları okumak zevkli olsa da bayağılık derecesine gelen hakarete giren söylemler yer yer sıkıyor. Aynı zamanda bazı kısımlarda kendiyle çelişiyor. Bir yerde dinler uğruna kan dökenleri eleştirirken bir yerde de kendi savunduğu değerler uğruna kan dökebileceğini iddia ediyor: "Ateizm şehitlere ihtiyacı olduğunda bana söylesin yeter, kanım her şeye hazır."
Richard Dawkins 
Tanrı Yanılgısı adlı kitabında Tanrı'nın varlığı hakkında ki insani yargıları 7 kategoriye ayırmıştı.
1. Kategori: koyu teisttir. Tanrı'nın var olma olasılığı ona göre yüzde 100'dür. C.G. Jung'un sözleriyle: "inanmam, bilirim"
7. Kategori: koyu ateisttir. Tanrı'nın var olma ihtimali ona göre hiç yoktur. Jung'un Tanrı'nın olduğunu bilirim şeklindeki kanaati gibi.
Bu ilk ve son kategori bağnaz derecesinde ki dindar ile bağnaz derecesinde ki ateisttin aynı kefede olduğunu çok iyi gösterir. Bana göre Sade' da bu kitabında bağnazlık derecesinde ateist olduğunu çok net göstermiştir.
·
619 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.