Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Arkadaşlarla gittiğim 2018 Eskişehir TÜYAP'ta yazarı ile tanışmıştım. Kendisi alçakgönüllü ve sevecen biriydi. Kitabımızı imzalamıştı. Kitap akıcı bir dil ile ve bütünlüğü korunarak yazılmış, arada yazım yanlışları kalmış o da editörlükle alakalı olabilir. Ama genel anlamda akıcı bir kitap ki bana kalırsa tarih kitaplarında önemli bir faktör bu. Detaylı kaynakları ve dipnotları ile hem ülke içinden hem de dışından her görüşe yer verilmiş ve tarafsızca yazılmıştır. Sarıkamış Faciası'na giden yolda Almanya'nın kendi birliğini nasıl kurduğu, 1. Dünya Savaşı nasıl başladı ve Osmanlı'nın içindeki görüş farklılıklarından tutun da cepheye katılmış er, subay, komutan ve onların yakınları ile o cephede bulunan Alman ve Rus komutanların Sarıkamış hatıralarına da yer verilmiş. Sarıkamıştaki durumu hem bizzat oradaki er ve subaylar hem de durumu ve savaşı genel manasıyla ele alan komutanların anı ve görüşlerini görüyorsunuz. Enver Paşa'nın Don Kişotvari maceraperest hayallere kapılıp Almanlara güvenmesi ve kış gibi bir mevsimde Kars'ta Ruslara saldırmak gibi bir fikre kapılmasını, hataların hataları kovalamasını, hazırsızlık ve mevsimin insanımızı öldürdüğünü görüyoruz. Politik hırsların her yana sirayet etmesi ve bulunduğu yüksek mevkiye genç yaşta torpille gelen Enver'in ordu saflarını da liyakatsiz ve yalakalarla doldurması, aklı selim komutanları taaruza karşı çıkıp doğruyu söyledikleri ve ona karşı çıktıkları için sürgüne yollayıp yerine onu dinleyecek komutanlar ataması, kaybedilen savaşı yıllarca gazetelere sansür getirterek saklaması ve halkın uzun bir süre Sarıkamış'ı kazanılmış bilmesi de tuzu biberi olmuştur. Bunlardan ders alınmış mıdır? Hiç sanmıyorum. Günümüzde bile alınmadığı malum. Aynı şekilde bu cephe ile benzerliği nedeniyle kitabın sonunda ayriyetten Kanal cephesi de anlatılır. Burada da birebir aynı şeyler tekrar olmuş, Enver Paşa kendi adamlarını atayıp orduyu Sarıkamışta soğuğa öldürttüğü gibi bu sefer çölde sıcağa ve susuzluğa öldürtmüş, 1 top bataryasıyla taş atar gibi İngilizleri dürterek durduk yere üstümüze salmış ve Çanakkale Savaşı'nda açılacak cepheyi de tetiklemiştie böylece. İlk Kanal seferinde ölenler yetmemiş gibi ikincisi de yapılmış, yine mağlup olunmuştur. Sarıkamış'tan ders alınmadığı gibi iki tane daha Sarıkamış gibi Kanal Seferleri ile ordu bitmiştir. İnsanımız bu yüzden Çanakkale'de yokluk içinde savaşmak zorunda kalmıştır. İnsan düşünmüyor değil, Sarıkamış ve Kanal Seferleri olmasa şimdi nasıl olurduk ya da Almanya yanında savaşa girmesek nasıl olurduk şuan. 3 facia seferde 150 bin küsür asker kaybetmemiş olurduk hiç değilse, ki bu bile yeterli bir sebep geçmişe bakıp koltuk sevdası ile kendini ona tapanlarla çevirmiş insanlara lanet okumak için. 18 Mart'a denk gelmesi de anlamlı oldu. 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 108. yılında, Başkomutan Gazi Mustafa Kemâl Atatürk ve silah arkadaşları ile fedakârca savaşan insanımızı şükran ve minnetle anıyorum.
Sarıkamış Faciası
Sarıkamış FaciasıSüleyman Kocabaş · Bayrak Yayıncılık · 201263 okunma
·
100 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.